Korona dolayısıyla alınan tedbirler hemen hemen her alanda yaşam alanımızı kısıtladı. Çocuğumuzdan, büyüğümüze ve hatta cenazelere kadar etkili olan tedbirlerle, en yakınlarımızdan uzak düşer hale geldik. Alınan tedbirlere çoğunluğun uyması oldukça sevindirici olurken, yaşanan olağanüstü durumun ne kadar süreceği de bir o kadar belirsizliğini koruyor.
Haber/Foto: Naciye ASLAN
Milyonları etkileyen Koronavirüs hakkında her insan gibi izlenimlerim, duygu ve düşüncelerimi konu alan yazıyı okuyucularımıza aktarmaya çalıştım. Keyifli okumalar.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgınının ilerlemesini durdurmak amacıyla, ülkelerde her türlü önlemlerin alınmasına devam ediliyor. Yaşadığımız ülke Almanya’da da kongreler, düğün salonları, eğlence geceleri, sinema ve tiyatro gösterimleri ve tüm spor karşılaşmalarının iptal edilmesi; restoranlar, lokaller, kuaförler, işyerleri ve bahis bürolarının kapatılması, otobüslerde şoförlerle temas edilmemesi için ön kapıdan girişin yasaklanması, çocuk kreşleri ve parklarının kapatılması, hastanelerde ziyaretlerin kısıtlanması, bazı tüketim mallarını bulma zorluğu ve fiyatların katlanması, insanların evlerine kapanmak zorunda olmasına ilave önlemler getirildi. Tedbirler paketi dahilinde bir çok alanda işlev gören yerler kapatıldı. En son getirilen uygulama ile sokağa çıkma yasağının yerine sosyal ilişkiler asgariye indirildi. Buna göre, aile mensupları dışında en fazla 2 kişi birlikte yürüyebilecek. Kişiler arası mesafe ise en az 1,5 metre olacak. Grupça bir arada olmak ve eğlenmek tüm mekanlarda yasaklandı. Konulan şartlar Belediye ve polis tarafından izlenecek ve yaptırım uygulanacak.
SERBEST OLANLAR DA VAR
Serbest olan durumlar ise, alış-veriş, işe, doktora gitmek, zorunlu toplantı veya sınavlara katılmak, başkalarına yardım, açık havada bireysel spor veya hareket etmek gibi kaçınılmaz faaliyetler. Önlem çerçevesinde kapanan alış veriş yerleri dışında, gıda ve drojeri marketlerinde çalışanların da kendi önlemlerini aldıkları görülüyor. Drojeri marketler zinciri Budni’de kasada çalışanlar için alınan önlemde, müşteri ve kasiyerin yakın temasını engellemek amacıyla kasa alanında araya ince plastik monte edildiği görüldü. Ayrıca virüsün ortaya çıkmasından sonra tuvalet kağıtlarına olan talepten dolayı, Budni ve Edeka marketlerinde kişi başına verilecek en fazla tuvalet kağıdı paketi sayısı raflarda duyuru şeklinde müşterilerine ilan ediliyor.
BAŞBAKAN MERKEL, DURUM CİDDİ DEMİŞTİ
Almanya başbakanı Angela Merkel kısa bir süre önce Koronavirüs hakkında ”Durum ciddi, siz de ciddiye alın” deyip, İkinci Dünya Savaşından bu yana ülkemizde çok önemli olan ortak dayanışmamıza bağlı zorluk söz konusu olmamıştı” şeklinde konuşmasına devam etmişti. Başbakan’ın dediği gibi, durum ciddi!
*Çok sayıda insan işsiz kaldı.
*İşletmeler ve şirketler iflas eşiğine geldi.
*Eğitim yarıda kaldı.
*Kreşler kapandı, çocuklardaki ruh hali nasıl oldu?
*İnsanların endişeşi en yüksek seviyeye geldi.
*Psikolojik çöküntüye eğilim görülmeye başladı.
*Bazıları tarafından yaşlılara tehlikeli gözüyle bakıldı.
*Yakın gelecek için yapılan tüm planlar iptal edildi.
*İnsanlar mecburen bir birinden kaçar oldu.
*Ekonomik zarar tespiti henüz mümkün değil.
*Cenazeler dahi etkilendi.
*Salgın patlak verdiğinde, binlerce Amerikan askerinin Almanya’ya girişinden çoğunluk haberdar olmadı.
*Mülteci sorunu, Suriye savaşı unutuldu.
*Her şey bir konu üzerinde odaklandı.
*Milyonları etkileyen tahribatların tamiri de ne kadar süreceği belirsiz. Ve daha nice durumlar…
*Peki ya milyonlarca insanın hayalleri, hedefleri ne oldu bilinmiyor. Evet bu yüzden durum ciddi, hem de çok ciddi!!!
HİSSİYATLARIM
Virüs sebebiyle alınan önlemlerden dolayı insanların yaşam alanı daraldı. Bu dar alanda hareket etmek zor da olsa tüm önlemlere uymaktayız. Yaşadığımız olağanüstü halden herkesin etkilendiği gibi, mutlaka ben de etkileniyorum. Bir kadın, bir anne ve bir gazeteci olarak durum takibimin yanı sıra, evde durmak aslında bana zor gelmiyor. Yapmam gereken işler dışında genelde evde ve sakin geçen bir hayatım vardır. Ara sıra gidip bir kafeteryada oturup bir kahve içmeyi hiç ihmal etmezdim, şimdi kafeteryaların da kapanması, benim daha çok evde kalmama sebep oldu.
YAŞADIĞIMIZ SÜREÇ ZOR DA OLSA, CESARETLİ OLMALIYIZ
Yapılacak işim de hiç bitmez evimde, 20 türün üstünde çiçeklerim vardır, onlarla ilgilenmeyi, onların bakımı bana oldukça mutluluk verir. Çiçeklerden söz açılmışken, sümbülün kokususunu, rengini, duruşunu çocukluğumdan beri sevmişimdir. Sümbül aslında çok narin bir çiçek türüdür. Her ne kadar narin bir yapısı olsa da kış aylarında, karların arasında ve hatta taşların arasından yükselerek çiçek açtığına çocukluğumda şahit olmuşumdur. Bu da bana şunu çağrıştırıyor: Yaşadığımız süreç her ne kadar zor da olsa, tüm zorluklara karşı cesaretli olup, başımız dik ve güçlü bir şekilde kendimizi göstermeliz.
ALIŞVERİŞ YAPMAK RAHATSIZLIK VERİYOR
Bunun dışında diğer ev işleri derken zaman çabucak da geçer. Ev işlerimin haricinde diğer önemli uğraşım gazetecilik olduğundan, bir kaç saatimi bilgisayarda geçiririm. Annelik tarafım zaten ayrı bir ayrıcalık ki, iyi ki de bir anneyim diye düşünmüşümdür hep. Bu üç sıfatımı birleştirecek olursak, olağanüstü halden, en çok alışveriş yapmaktan rahatsız oluyorum. Artık alışverişler öyle eskisi gibi değil, insanlar arasındaki mesafenin en az 1,5 metre olması gerekiyor. Çoğunluğumuzun bilinç altına öyle yerleşmiş ki bu durum, kim kimi görse hemen uzaklaşıyor, karşılaşılan kişiye virus şüphesi ile bakılıyor. Benim de aynı şeyi yaptığım bu bilinç altı davranıştan rahatsızlık duyuyor, bir an evvel kendimi eve atmaya çalışıyorum. İnsanlar üzerindeki huzursuzluk ve endişe buralarda tam olarak kendisini gösteriyor.
TEDİRGİNLİĞİM
Bana göre diğer önemli bir konu da Türkiye’ye gidememek. Annem, babam daha çok Türkiye’de yaşadıklarından dolayı, her hangi bir aksilik durumunda da gidilemediğinden, içime bir acı çöküyor, inşallah böyle bir durum yaşanmaz diye kendimi teselli etmeye çalışıyorum. Ve herhangi bir sebepten dolayı Türküye’ye giriş yasağı olan insanların ne kadar zorluk yaşadıklarını şimdi daha iyi anlıyorum.
İNSANİ YARDIMLARDAN ÖRNEKLER
Dünya Yozgatlılar Konfederasyonu DUYKON’un Hamburg Başkanı Salih Çelik’in sosyal paylaşım sitesinde yaptığı açıklamada, Hamburg’da kimsesi olmayıp, alışveriş ihtiyacı olan yaşlı Türk vatandaşlarına yardıma hazır olduklarını duyurması da güzel gelişmelerden biri. Ayrıca kapanan lokantalardan şu an itibari ile Hamburg As Urfa ve Hardal restorandan paket yemek servislerinin başlamış olması, müşterileri bir nebze de olsa rahatlatan durum oldu.
KOLONYANIN DEĞERİ DAHA DA ARTTI
Özellikle Türkiye ve Avrupa’da yaşayan Türkler Korona’ya karşı hijyenik özelliği dolayısıyla kolonya satan dükkanlar önünde kuyruklar oluştururken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Ankara’da 100 yılık kolonya üreticisi Eyüp Sabri Tuncer firmasının bugünkü sahibini arayarak, üretimi arttırmaları ve fiyatları yükseltmemeleri konusunda ricada bulunması, kolonyanın önemini günümüze taşıdı. Hamburg’da kolonya satışlarında rekor artış ve aşırı fiyatların gündemde olması da göz ardı edilemez. Kolonya topraklarımızda, belki anavatanında olduğundan çok daha zengin ve renkli bir hayat sürmüş, yıllar içerisinde çeşitlenerek bugünlere ulaşmıştır. Neredeyse hemen her bölgenin kendine has bir kolonyası olmuştur. Türk insanının beğenisine hitap etmiş, bayramlarını kutlamış, yolculara eşlik etmiş ve hastalara şifa dilemiştir. Ülkemizde konuk ağırlama ritüelinin ilk ikram adımı olan kolonyanın tarihçesi aşağıdaki linktedir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolonya
KORONA İLE YATIP KALKMAK / ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI
Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’daki İtilaf ve İttifak devletleri arasında yaşandı ve Ortadoğu ile Arap yarımadasına kadar sıçradı. 2. Dünya Savaşı da Avrupa’da başlayıp, ABD-Japonya çizgisine ulaştı. Ama yıllardır dillendirilen “3. Dünya Savaşı” ise ülkeler arasında değil; tek mermi sıkmadan, bir bomba atmadan, işgal yapılmadan, “Korona Savaşı” olarak tüm dünyaya yayıldı. Korona virüsü insanların beynine öyle bir yerleşti ki, artık neredeyse “Korona’sız günler” şeklinde selamlaşma veya vedalaşma sözü olarak kullanılma noktasına gelindi. Hatta onun için şiirler yazıldı, şarkılar bile bestelendi. Şayet bir süre sonra tedbirlerin yumuşatılmasıyla birlikte bazı mekanların dış cephesine asılmış “Müessesemizde Korona tehlikesi yoktur” türünden levhalar görürsek hiç de şaşırmayalım. Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte, artık Korona’sız günlerin başlaması dileğiyle !..