ARDA TURAN’A NE OLDU ?

Dünyanın en prestijli gazetelerinden New York Times, Arda Turan hakkında çarpıcı bir analiz kaleme aldı. İstanbul’da 33 yaşındaki yıldız ile görüşen Rory Smith, Turan’ın Türk futbolunun yetiştirdiği en yetenekli oyuncu olduğunu öne sürerken; kariyeri ve reputasyonunun nasıl bugünkü duruma geldiği ile ilgili sorulara yanıtlar aradı. Eski takımı Galatasaray’la ilk yıl 4 Milyon TL, ikinci yıl ise performansına göre 5 Milyon TL karşılığında anlaşan Arda Turan en sonunda sözleşmeye imza attı. New York Times; alt yapısında yetiştiği Galatasaray’a yıllar sonra dönen ve Türk spor medyasının her zaman mansetlerini süsleyen Arda Turan ile bir görüşme gerçekleştirdi. SÖZCÜ’nün bünyesindeki SKOR.com‘dan aktardığı  İzlenim/röportaj formatındaki yazıdan bazı satır başları şöyle:

Arda Turan olağanüstü müsrif bir otelin terasında; tombulca üzümlerin, tatlı portakalların ve dilimlenmiş taze karpuzun olduğu bir tabaktan meyve seçiyor. Boğazın mavisi mükemmel bir şekilde parlıyor. Parlak ve şaşalı gökyüzü Asya kıtasına kadar uzanıyor. ‘Neden böyle oldu, ters giden neydi? diye sormak için ne doğru yer ne de zaman. Ayrıca Turan’ın buna bir yanıtı da yok. Ya da şöyle demeliyiz: Cevabın bir kısmını biliyor. (Şarkıcı Berkay’ın burnunu kırma ve hastanede ateş etmesiyle ilgili) Turan bahane üretmiyor. Çok sayıda hata yaptığını söylüyor. Cezayı hak ettiğini kabul ediyor.

“Yüzleşmem gereken şeyle yüzleştim.”

Bu yılın başında Galatasaray’a dönüşü söz konusuydu ama Başkan, Turan’ın geçmişten gelen çok fazla yükü olduğuna karar verdi. “Oyuncu kalitem nedeniyle değil daha önce yaşadıklarım yüzünden olmadı. Zorlamak istemedim”.

Ancak kariyerinin en alt noktasında olması her şeyi açıklamıyor. 33 yaşında günlerini İstanbul’da basketbol oynayarak geçirmesini, televizyonda hentbol izlemesini anlatmıyor. 2017’den bu yana Türkiye Milli Takımı’nda neden oynamadığını açıklamıyor, Barcelona’nın 40 milyon dolara aldığı oyuncuya iki buçuk yıldır başka bir kulüpte oynaması için maaş ödemesini ve onun oynamıyor olmasını açıklamıyor. Ve en önemlisi, belki de Türkiye’nin yetiştirdiği en yetenekli oyuncunun kendi ülkesinde içinden çıkılamaz bir reputasyona sahip olmasını açıklamıyor.   Arda’nın da buna bir açıklaması yok: ‘Sevgi ve nefret arasında çok ince bir çizgi var.’

Galatasaray’da oynarken, takımda fazla kalamaz dediler. Kaptanlık için çok genç dediler. Atletico Madrid ile anlaştığımda Avrupa’da en fazla geleceği yer orası, orta sınıf bir takım dediler. Orada hiçbir şey kazanamaz dediler. 10 kupa kazandım. Her kupada bu son dediler. ‘Dediler derken kimlerden bahsettiği açık değil. Ona hayranlık duyan hiçbir haberin, yazının onda bu etkide bir iz bırakmaması çok çarpıcı. Sonuçta onlardan da çokça olmalı.

Şimdi hem medya hem de insanların gömleğinin, saatinin, havaalanında taktığı gözlüğün ne kadara mal olduğuna kafayı taktığını söylüyor.  Turan içinde olmak istemediği bir reality şovun yıldızı gibi.’Biliyorum insanlar beni seviyor. Yolda yürürken herkes bana ayağa kalkmamı ve geri dönmemi söylüyor. 24 yaşıma kadar iyiydim. Arda’ydım, altın çocuktum. Ama başarı gelince, güzel arabalar gelince işler değişti. Artık insanlar benim krizde olmamdan mutlu oluyor.

‘Madrid’de restoranlara gidebiliyor ve ne yaptığımı açıklamak zorunda kalmıyordum. Yanımdaki kadının sevgilim değil. arkadaşım olduğuna kimseyi ikna etmek zorunda kalmıyordum. Kimse beni tanımıyordu. Burada görmek istedikleri kişiyi görüyorlar. İspanya’da olmak istediğim kişiydim.

‘Ernesto Valverde kendimi göstermem için bana şans vermedi. Neden oynamadığımı sorduğumda politik yanıtlar aldım.’ Geri dönüp bakıldığında Arda Turan kariyerinin parlak bölümünün orada sona erdiğini görüyoruz. Onun  yerine çok daha kasvetli bir dönem başladı. 

“Şimdi’ dedi Boğaz’a bakarken, ‘Yeni bir sayfa açma zamanı…’ Hala sunabileceği şeyler olduğuna inancı hiç azalmamış durumda. ‘Ülkedeki en iyi oyuncu hala benim” Hala çok seviyorum. Bu hayatımda hiç değişmeyecek. Bu benim için büyülü bir şey. Bedenim izin verdiği sürece oynayacağım. Hayatımda iyi ve kötü sahip olduğum her şey futbolun büyüsünden geldi. Oynuyorsam mutluyum, oynamıyorsam mutsuzum. Tekrar oynayacağım. Eğer ben oynarsam insanlar bundan keyif alacak.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir