Bir hortum hikâyesi ve ‘Kombassan düzenlemesi’: Hak mücadelesine torba kanun engeli

Yurt dışında yaşayan yurttaşların çoğunluğunu oluşturduğu mağdurların holdinglerden alacaklarını hisseye çevirerek kayba uğratan yasal düzenleme Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte Cumartesi günü yürürlüğe girdi. Mağdurlar ise yasaya tepkili.

7 Aralık Cumartesi günü resmî gazetede yayımlanan 7194 sayılı torba kanunla, holdinglere para yatıran yurttaşların paralarını geri almalarının önü kesildi. Konuya muhatap birçok firmanın iflas ettiği göz önünde bulundurulunca düzenlemenin mağdur yaratan holdingleri kurtarmak için yapıldığını görmek mümkün. Bunlardan biri de AKP’li eski Bakan Ali Rıza Alaboyun’un başında bulunduğu ve 70 binden fazla mağdur yaratan Bera Holding (eski adı Kombassan Holding).

7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de Değişiklik Yapılması Hakkındaki Torba Kanun’un 41. maddesine göre, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, ortaklık payı olarak kaydedilecek. Ayrıca kanun, mahkemelerin de bu ortaklık ilişkileri hakkında, geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığını ileri sürülerek açılan ve görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karara yer olmadığına dair hüküm vermesini öngörüyor. Böylece bu çerçevede açılan ve hala görülmekte olan birçok davanın düşürülmesi amaçlanıyor.

Düzenlemeyle mağdurların yatırdıkları paraların iadesi için ortak olmadıklarının tespitine dair dava açmalarının da önüne geçilmiş olacak. Böylece hem geçmişe dönük kazanılmış hakların çiğnenmesi hem de yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrılığını öngören hukukun temel ilkeleri göz ardı edilmiş oluyor.

KONUNUN ARKA PLANI

1990’lı yıllarda özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan on binlerce kişinin dini hassasiyetlerini kullanarak ortaklık adı altında para toplayıp faizsiz kazanç vadeden, Kombassan Holding aleyhinde açılan davalar, Yargıtay’ın ortaklık iddiasının gerçeği yansıtmadığı yönündeki kararının ardından son yıllarda artmaya başlamıştı.

Holding yetkililerinin usulüne uygun olmadan Türkiye’ye aktardığı paraların, birçok durumda şirketin resmi muhasebe kayıtlarına geçilmediği de dile getirilen iddialar arasında.

1997 mayısında Kombassan kuryelerinden Mehmet Uzun, çantasındaki 1,7 milyon Alman markıyla Esenboğa Havaalanı’nda yakalanmıştı. Holdingin ise bu olaydan sonraki süreçte, Virgin Adaları’nda kurulan Baco Assets Inc. adlı şirket aracılıyla paraları Almanya dışına aktarmaya devam ettiği de yine alınan iddialardan.

ADETA ‘SİPARİŞ DÜZENLEME’

Kanun teklifinin, Yargıtay 11. Hukuk dairesinin verdiği konuyla alakalı bir karar üzerine davaların yağmur gibi gelmeye başlamasının ardından ortaya çıkması, holdinglerin batmasını engellemek için hazırlandığını akla geliyor.

Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nun 31 Ekim tarihli birleşiminde kabul edilen yasa tasarısının görüşmelerinde düzenleme lehinde konuşma yapan Bera Holding yönetim kurulu başkanı Ali Rıza Alaboyun’un da, durumun kanunla çözülebileceği konusunda fikir edindiklerini ve bu yüzden böyle bir kanuni düzenlemenin gerektiğini belirmesi dikkat çeken bir ayrıntı noktasını oluşturuyor.

Alaboyun’un açıklamalarına göre mağdurların haklı bulunduğu 940 dava sonucunda holding bugüne kadar 300 milyon lira civarında ödeme yaptı. Oysa borsada bulunmasına rağmen kâr payı ödemesi yapmayan holding, gerekçe olarak mahkeme kararları sonucu mağdurlara yapılan ödemeleri gösteriyor.

Bera Holding’in teknoloji ve savunma sanayiinde de aktif olduğu için düzenlemenin stratejik öneme sahip olduğunu söyleyen Alaboyun ayrıca 5 bin civarında çalışanın da işsiz kalmaması tehlikesini vurguluyor. Sayısı 70 bini aşan mağdurlar ise komisyona davet edilip dinlenmemiş bile.

MAĞDURLAR BERLİN’DE BİR ARAYA GELDİ

Konuyla ilgili Berlin’de yapılan yoğun katılımlı toplantıda mağdurlar; mağdur avukatları, ile CHP’li milletvekilleri Utku Çakirözer ve Fethi Açıkel 7 Aralık’ta bir araya geldi. Toplantıda mağdurlar yaşadıkları güçlükleri dillendirme fırsatı buldu. Katılımcılar arasından bir annenin gece vardiyalarında çalışarak çocuklarıyla vakit geçirememek pahasına biriktiğini paraların nasıl yok olduğunu anlatması da birçok mağdurun yaşadığı dramın bir örneği oldu.

Konu hakkında BirGün Avrupa’ya konuşan CHP Milletvekili Utku Çakırözer, iktidarın yaptığı bu kanun değişikliğiyle yurttaşların hak arama yollarının önünü kapatıldığını ve komisyonun isleyişine aykırı olarak sadece Bera Holding yöneticisinin dinlendiğini, mağdurların ise komisyona davet edilmediğini, böylece seslerinin kısıldığını belirtiyor. Çakırözer, holding çalışanlarının iş güvencesinin gözetilmesinin önemli olduğu kadar parasını kaybeden on binlerce mağdurun haklarını korumanın da önemli olduğuna dikkat çekiyor.

CHP Milletvekili Utku Çakırözer

Çakırözer, bu toplantıyla ilgili, mağdurların kamuoyuna çıkıp yüzlerini göstermelerinin çok önemli olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu hepimiz için çok önemli çünkü bu mücadelede herkese bir rol düşüyor. Avukatlar hukuki mücadeleyi devam ettirirken biz de Meclis’teki mücadelemizi devam ettireceğiz. Ancak mağdurların da bu konuda organize olup seslerini duyurmaları gerekiyor. Biz CHP olarak hakkından mahrum edilenlerin tümü için mücadele edeceğiz. EYT’lilerin, taşeronların hak mahrumiyetleri bizim için ne kadar önemliyse, Kombassan ve diğer holdinglerin mağdurlarının mücadelesi da o kadar önemli.”

Toplantıda Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağını da mağdurlarla paylaşan milletvekilleri, iktidarın birkaç şirketi kurtarmak için on binlerce yurttaşı mağdur etmeyi göze aldığını dile getirdi.

YAPILAN DÜZENLEME ANAYASA’YA AYKIRI

BirGün Avrupa’nın Berlin’de konuştuğu bir diğer isim olan mağdur avukatlarından Seval Eyyüpoğlu da dava süreçlerinin hali hazırda zor ilerlediğini ancak mağdurların hak arama sürecine bu kadar büyük bir darbe vurulacağını öngöremediklerinden bahsetti.

Yapılan düzenlemenin Anayasa’nın koruma altına aldığı mülkiyet hakkına aykırı olduğunu belirten Eyyüpoğlu, alacak hakkının sağladığı hak ve yetkileri pay sahipliğinin sağlamadığını ve de payların değer kaybı ve şirketin ise iflas riskiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi. Mülkiyet hakkının sınırlandırılmasının tek koşulunun kamu yararı olduğunu bildiren Eyyüpoğlu, birkaç şirketin çıkarı için yapılan bu düzenlemede kamu yararından söz edilemeyeceğini de sözlerine ekledi.

Holding’in 2000’den sonra yaptığı tek ödemenin ise kar paylarını talep etmeye gelen mağdurlara yol masrafları karşılığında, mağdurların hisselerinden mahsup edilerek yapılan düşük meblağlar olduğu, böylece kâr payı dağıtımının gerçekleşmediği de Eyyüpoğlu’ndan aldığımız bilgiler arasında. Ayrıca şimdiye kadar kazanılan davaların önemli bir kısmının Almanya’da verilen kararların tanınmasıyla sağlandığını, kalanının ise Kombassan’ın SPK’ye ilettiği veriler ışığında gerçekleştiğini ancak bu kayıtların da gerçek miktarın çok altında kaldığını belirtti. Almanya’da dava açma imkân zaman asimi nedeniyle ortadan kalkmış bulunuyor.

Yatırılan paraların sınır ötesi aktarma yollarından birinin de British Virgin Adaları’nda kurulmuş Baco Assets Inc. ve Kenner Ltd. başta olmak üzere paravan şirketlere aktarılan hisseler ve bunların ana şirkete kredi olarak verilmesi olduğuna dair ipuçları SPK raporlarında yer alıyor. Kombassan yetkilileri bu yöntemde mağdurlara kâr payı ödemek yerine, onlara Baco Assets’in yatırım evraklarını imzalatıp yeni bir şirket hissesi satmış hissi veriyorlar. Eyyüpoğlu, Kombassan’ın mahkemelere sunduğu dosyalarda bu evrakların bulunmasının ise adı geçen firmalarla Kombassan’ın tüzel kişiliklerinin yakın ilişkisine dair önemli bir kanıt olduğunu ve bu çerçevede tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının elzem olduğunu bildiriyor. Ayrıca Panama belgelerinde yapılacak derinlemesine araştırmanın da konuyla ilgili daha çok bilgiyi su yüzüne çıkarabileceğini ekledi.

Kendisinin de Berlin’e 40’a yakın mağdur avukatının oluşturduğu bir grubun temsilcisi olarak geldiğini ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte bu sürecin peşinde olduklarını bildirdi.

MAĞDUR PLATFORMU KURULUYOR

Toplantıya katılan bir diğer Avukat Ersin Nas ise bu konuya yönelik bir platformun hayata geçirilmeye çalışıldığını ancak somut bilgilerin bu yönde yapılacak ayrı bir toplantıdan sonra ortaya çıkacağını bildirdi. Mağdurlardan A.G. ise BirGün’e böyle çalışmaların tüm Almanya’ya yayılması taleplerinin bulunduğunu iletti. 17 yıldır süren hukuk mücadelesinin birçok mağdurda bıkkınlığa ve dramlara yol açtığı, bu sebeple de birçok mağdurun sessiz kaldığı da Almanya’nın birçok şehrinden gelen mağdurların bir araya geldiği toplantıda paylaşılan bilgiler arasındaydı.

Kaynak : BİRGÜN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir