Hamburg’da düzenlenen Türk Kültür Festivali kapsamında bir konuşma gerçekleştiren Pedagog ve Aile Danışmanı Sümeyye Betül Lambrecht, aile kurumunun toplumların temel yapı taşı olduğunu vurguladı.
Derleme: Dilek ÇAĞLAR (Gazetem.eu)
Hamburg’daki Horner Rennbahn Hipodromu’nda düzenlenen Türk Kültür Festivali alanında açtığı stant ve sahne konuşmasıyla Aile ve Toplum konularında önemli mesajlar veren Pedagog ve Aile Danışmanı Sümeyye Betül Lambrecht, “Dilini unutan hafızasını kaybeder; dilini koruyan kimliğini yaşatır” dedi.
2025 AİLE YILI: “Güçlü Aile, Güçlü Toplum”
Sahne konuşmasının başında Hamburg Türk Kültür Festivali’ni organize eden Sümbül Tarakçı, Turgut Duman ve Bülent Arlıoğlu’na teşekkür eden Lambrecht, Cumhurbaşkanımızın 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatarak, aile mefhumunun önemine şu sözlerle değindi:
“Aile, toplumun en temel yapı taşıdır. Cumhurbaşkanımızın bu yılı ‘Aile Yılı’ olarak ilan etmesi hem bireysel hem de toplumsal sorumluluklarımızı hatırlatmaktadır. Bizler sadece kendi küçük ailemizi değil, aynı zamanda büyük bir aile olarak birbirimizi de sahiplenmeliyiz. Çünkü güçlü aileler, güçlü toplumlar inşa eder.”

KÖKLERİMİZİ UNUTMAMALIYIZ
Lambrecht, göçmen ailelerin kimliklerini koruma mücadelesine de dikkat çekerek, çocukların kültür ve değerlerle yetiştirilmesinin önemini şu sözlerle dile getirdi:
“Bizler hem kimliğimizi korumak hem de yaşadığımız toplumda bir aidiyet geliştirmek için gayret ediyoruz. Değerlerimizi çocuklarımıza aktarmadığımız sürece köklerimiz zayıflar. Oysa sağlam kökler, sağlam bireyler ve güçlü toplumlar demektir. Kökü olmayan ağaç kurur; köklerine bağlı aileler, nesilleri yeşertir.”
TIPKI GÖÇMEN KUŞLAR GİBİ
Göçmenlik konusuna da değinen Lambrecht: “Göçmen kuşlar yuvalarını unutmaz; biz de köklerimizi unutmamalıyız” ifadesinde bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayrıca göçmen kuşlar, uzun mesafeleri günlerce uçarak kat ederler. Aslında bu yolu tek başlarına başarmaları mümkün değildir. Ancak sürü hâlinde uçarak birbirlerinden güç alır ve imkânsızı başarırlar. Lider kuş önde kanat çırptığında arkasındaki kuşları taşıyan bir hava akımı oluşturur. Yorulduğunda ise az eforla arkasından uçan kuşlar ötüşleriyle onu motive eder, cesaretlendirir ve asla yalnız bırakmazlar. Bu durum birkaç kez tekrarlanır ve sonunda yorgun düşen lider kuş, liderlik görevini yeni kuşlara devreder; onlar da aynı hava akımında güçlenerek uçuşa devam eder.
Bizler de tıpkı göçmen kuşlar gibi, yeni neslin köklerine bağlı, kendi kültürünü tanıyıp benimseyerek bu görevleri devralabilecek şekilde yetişmesi için çaba göstermeliyiz. İşte bu nedenle kültürel etkinlikler ve aile eğitimi çalışmalarının önemi büyüktür.
Çocuklarımızın sağlıklı bireyler olabilmesi için sağlam köklere ihtiyaçları vardır. Bu kökler de dilimiz, kültürümüz ve değerlerimizdir. Dilini unutan hafızasını kaybeder; dilini koruyan kimliğini yaşatır.”
ALMANYA’DA KORUYUCU AİLEYE İHTİYAÇ
Almanya’daki çocukların durumuna da değinen Lambrecht, yaklaşık “215 bin çocuğun devlet koruması altında bulunduğunu ve sadece Hamburg’da bin civarında çocuğun koruma altında olduğunu” hatırlattı. Ancak Hamburg ve Kuzey Almanya bölgesinde Türk kökenli koruyucu aile sayısının yetersiz olduğunu belirterek toplumun bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini söyledi ve şu ifadeyi kullandı:
“Her çocuğun hakkı, sevgi dolu bir ailede büyümektir. Her çocuk sevgi dolu bir yuvayı hak eder. Fakat ne yazık ki her çocuk bu imkâna sahip değil. Koruyucu aile olmak, bir çocuğun kaderini değiştirmektir.”
DALLARIMIZ ALMANYA’DA, KÖKLERİMİZ TÜRKİYE’DE
Aile kurumunun çocukların gelişimindeki önemine değinen Lambrecht şu ifadeleri kullandı:
“Aile; güvenin, sevginin ve aidiyetin ilk okuludur. Kültürünü yaşatan toplum, geleceğini kaybetmez. Dallarımız Almanya’da, köklerimiz Türkiye’de.”
Konuşmasını umut dolu bir mesajla bitiren Lambrecht, ailelerin toplumsal gelecekteki rolünü şöyle ifade etti:
“Bir çocuğun elinden tutmak, bir toplumun yarınını inşa etmektir.”
