‘Ben aday olmayacağım’

Başlıkta aktardığım sözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait

SÖZCÜ Gazetesi’nden Deniz Zeyrek’in haberine göre;

Durun hemen heyecanlanmayın.
Bu cümleyi okuyup Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir daha Genel Başkanlık için aday olmayacağını düşünürseniz yanılırsınız.
Zira cümlenin devamı da var:
“Daha önce de hiç aday olmadım. Hiç dilekçe vermedim. Örgüt aday gösterdi. Yapılacak kurultayda da ben aday olmak için başvurmam, dilekçe vermem. Örgüt aday gösterirse aday olurum.”
★★★
CHP lideri, bu açıklamayı (aynı zamanda CHP’nin kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül günü) Sözcü’de yayınlanan “Kendilerini mi ülkeyi mi düşünüyorlar” başlıklı yazımı okuduktan sonra bana sitem etmek için telefonla aradığında söyledi.
Yazımda şöyle bir ifade kullanmıştım:
“Koltuğu kaybetmemek için insan üstü bir çaba sergileyen Kılıçdaroğlu ve CHP’ye kızıp partisini kanıtlama çabası içine giren Akşener, 31 Mart 2024 günü siyasetçiler olarak sadece boylarının ölçüsünü alacaklardır.”

Kemal Bey, “Koltuğu kaybetmemek için insan üstü bir çaba sergileyen” ifadesinden rahatsız olmuş.
★★★
“Bugünkü yazınızla ilgili sitem etmek için arıyorum” deyince ben de “Buyrun” dedim.
Kılıçdaroğlu devam etti:
“Eleştirmek hakkınız ama koltuğu kaybetmek için insan üstü bir çaba gösterdiğim doğru değil.”
Öncelikle nezaketini alkışlamak isterim. Kızdığı gazetecileri cezaevine gönderen, hayatını karartan liderlerin baş tacı yapıldığı bir ülkede bu nezaketi korumak bir siyasetçi açısından büyük başarı.
Ben de yazdığım cümlede kastettiğim şeyi biraz daha açmak istedim ve “Şu anda Genel Başkan kalabilmek için bir mücadele vermiyor musunuz?” dedim.
Kemal Bey cümlemi bitirmemi beklemeden şu karşılığı verdi:
“Ben demokrasiyi yok etmeye çalışan otoriter bir yönetime karşı mücadele ediyorum. Genel Başkanlık koltuğunu korumak için bir mücadelem yok.”
★★★
Cümlemi tamamlamak istiyordum:
“Ancak partinizde kurultaylar yapılıyor. Değişimciler, Genel Merkezciler mahalle, ilçe kurultaylarında kıran kırana yarışıyor. Siz bu sürecin dışında mısınız? Mesela Ankara il başkanının belirlenme sürecine dahliniz olmuyor mu?”

Ben bu soruyu genel olarak sormuştum ama Kılıçdaroğlu somut bir olaya bağladı ve somut cevap verdi:

Kurultaylar konusunda konuşurken ilginç bir noktaya dikkat çekti:

“Kurultayları hep gençlik kollarından gelen arkadaşlar kazanıyor. Bu CHP geleneğinin bir sonucu. Partideki dinamizmi gösterir.”
★★★
Aklıma İYİ Parti lideri Meral Akşener’in ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın açıklamaları, CHP tabanındaki umutsuzluk, bize gelen “Kemal Kılıçdaroğlu kalırsa yerel seçimlerde sandığa gitmeyeceğim” mesajları geldi. Ancak CHP’nin kuruluş yıldönümünde, törenler birbirini izlerken CHP liderini çok fazla meşgul etmek istemedim.
Kendisini Yardımcısı Eren Erdem üzerinden Sözcü TV’de yapacağım programa davet ettiğimi anımsattım ve “Gelin orada ben sorayım siz yanıt verin” dedim.
Kemal Bey gelip canlı yayında sorularıma yanıt verir mi bilmiyorum.
Ancak benim aklımdaki soruların sizin de aklınızda olduğunu biliyorum.
Türkiye’nin kurucu partisi CHP, 10 Eylül sabahından itibaren ikinci yüzyılını yaşıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu‘ndan ikinci yüzyılın ikinci gününde şu soruyu kendisine sorup dürüstçe yanıt vermesini bekliyorum:
Başında bulunduğu parti, bu haliyle, bu kadrolarıyla ülkeyi ve demokrasiyi AK Parti’nin 21 yıl boyunca içine sürüklediği bu yıkımdan, kenarına getirdiği bu uçurumdan kurtarabilir mi?
Ben etrafını kuşatan ve kendisini sürekli yanıltan çapsız milletvekillerine, aklı evvel danışmanlarına baktıkça bu soruya çok olumlu bir yanıt veremiyorum.
Ancak sizin yanıtınızı da merak ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir