Süper Lig’de zirve yarışı ve heyecanı tam gaz devam ediyor. Galatasaray zor da olsa Adana Demirspor’u 2-0’la geçerken, Fenerbahçe kendi evinde 10 kişilik Beşiktaş önünde 1-0’lık galibiyetten sonra bir de penaltı kaçırarak sahadan 4-2 mağlup ayrıldı.
HAKAN ORTATEPE, ÖZLENEN YORUMLARI İLE 2 MAÇI ANALİZ ETTİ
FENERBAHÇE KADIKÖY’DEN HÜZÜNLÜ AYRILDI
Fenerbahce kendi evinde bir derbiyi daha kaybetti, ezeli rakipleri ile oynadığı iki derbi maçında toplamda 7 gol yiyerek büyük bir sükutu hayale imza attı.
Jorge Jesus‘un cezası nedeni ile tribünden seyrettiği maçın ilk yarısına Arda Güler damga vurdu. Oynadığı oyun muhteşemdi. Bir de biraz tartışmalı penaltı yaptırdı. İkinci yarıya da aynı şekilde başladı, yaptığı asistle ikinci penaltının kazanılmasında da önemli rol oynadı. Ama biraz da “illa ben atmak istiyorum” diye oynamasa…
İkinci penaltı maçın kırılma anı, aslında, o anda maçı seyreden herkes “Fenerbahçe bu saatten sonra farka gider” diye düşünürken, Valencia da direği yalayarak auta giden öyle bir penaltı attı ki, adeta herkesi ters köşe yaptı. Bu dakikadan sonra 10 kişi kalan Beşiktaş’ta, yaptığı değişikliklerle Şenol Hoca maça damga vurdu. Oyuna giren Redmond, belki de Beşiktaş’a geldiğinden beri en iyi oyununu oynadığı maçta 3 asist ve 1 gol ile yıldızlaşarak, maça adeta Premier Lig tadı verdi.
Fenerbahçe adına bu başarısızlık tamamen Teknik Adam’a yazar. Jorge Jesus’da Sevilla yenilgisi ile başlayan düşüş devam ediyor. Aslında vücut diline baktığımızda bir hoşnutsuzluk ve bıkkınlık görülüyor. Kafasında “bitse de gitsem” düşüncesi var. sanki .. Sezonun bir an önce bitmesini istiyor. Kesinlikle kalmayacak ve aslında Fenerbahçe’yi kafasında bitirmiş gibi.. Kalan 8 hafta belki de onun hayatındaki en uzun haftalar olacak. Bu sonuçla Fenerbahçe’nin ikinciliği bile tehlikeye girmiş oldu ve lig sonuna kadar da Beşiktaş’ın nefesini ensesinde hissedecek. Wellington‘un kırmızı kart gördüğü Derbiyi 10 kişi ile kazanan Beşiktaş ise, bu saatten sonra şampiyonluk şansı matematiksel de olsa, daha emin adımlarla zirve yarışına ortak olacak.
Bu sonuç aslında en çok Galatasaray’a yaradı. Çünkü en yakın takipçisi Fenerbahçe 3 puan kaybettiği haftada, Adana Demirspor karşısında alınan galibiyetle de şampiyonluk yolunda önemli bir virajı kayıpsız dönmüş oldu.
Yeniçağ gazetesi spor yazarı Sedat Kaya‘nın şu veciz cümleleri de haftanın 2 maçı için özet niteliğindeydi:
“Galatasaray Demir’i tavında dövdü..” ve “Beşiktaş Fener’e 4 attı, Galatasaray 4 köşe oldu!”
***
GALATASARAY’DA ‘SOĞUK ÜLKENİN SOĞUKKANLI FUTBOLCUSU
Galatasaray’ın uzun süren yenilmezlik serisini Konyaspor maçı ile noktalamasının ardından çıktığı bu maçtan, sahadan üç puanla ayrılmak çok önemliydi. Zira kaybederse aradaki puan farkı azalacak ve rakipleri de şampiyonluk yarışına biraz daha dahil olabileceklerdi. Eğer böyle olsaydı Galatasaray bundan sonraki maçlarında daha diken üstünde olacaktı.
Oyuna bakacak olursak..Bu piskolojide çıkılan maçın ilk yarısında Galatasaray oldukça hareketli gözüktü, ancak bu pek de sistemli bir hareket değil de, aksine telaşlı bir oyun görüntüsü olarak yansıdı.
Adana Demirspor ele geçirdiği fırsatları değerlendirebilseydi (ki bunlardan ilki Onyekuru’nun yakaladığı pozisyon ve ikincisi de Nelsson’un kaleye gitmekte olan topu çıkardığı pozisyondu) sonuç çok daha farklı olabilirdi. Ancak ikinci yarıda Okan Hoca’nın yapmış olduğu değişiklikler maçın da sonucunu belirledi. Telaş içinde oynayan Galatasaray’ı soğuk ülkenin soğukkanlı oyuncusu kurtardı diyebiliriz. İkinci yarıda oyuna giren Norveç’li Midtsjö öyle bir anda gol attı ki, tüm Galatasaray’lılar derin bir oh çekti. Bu gol belki de şampiyonluğa giden yolu açan gol olarak hatırlanacak.
Golden sonra Okan Hoca’nın sevinci de bu rahatlamanın bir göstergesi ve aslında o ana kadar da ne denli stres içinde olduğunun bir kanıtıydı. Son dakika gelen penaltı da galibiyeti perçinledi diyebiliriz. Şampiyonluk yolunda belki de en kritik maç olarak değerlendirebileceğimiz Adana Demirspor maçını galibiyetle bitirebilmek Galatasaray açısından gerçekten çok önemliydi. Bu galibiyet rakiplerinin demoralize etti diyebiliriz.
Haftaya görüşmek üzere!…