Hamburg Beşiktaşlılar Birliği Başkanı Ertaş Akçelik, “Spor ve Gçç Sergisi, Süper Lig, Şampiyonlar ve UEFA Ligi” konularındaki görüşlerini Gazetem.eu‘ya açıkladı. Akçelik, Beşiktaş’ın bu sezon da şampiyon olacağını ve Şampiyonlar Ligi’nde zorlu gruptan çıkabilecek güçte olduğunu belirtti.
Röportaj : Mehmet Atak
Başkan Ertaş Akçelik, sporda günümüzün aktüel gelişmelerini Gazetem için değerlendirdi.
* Sayın Akçelik, Altona Müzesinde çok güzel bir düşünceyle kurulması planlanan “Göçmenler Müzesi” için ilk adım olarak Hamburg’daki Türk futbol kulüplerinin tarihi üzerine Hamburg Türk Toplumu (TGH) ve Derneklerimiz tarafından geliştirilen “El Ele, Omuz Omuza/ Spor ve Göç” sergisi açıldı. Beşiktaşlılar Birliği Başkanı sıfatıyla sizin de katkı sunduğunuz bu proje ve toplantı hakkında bir açıklama yapar mısınız..
E. A.: Evet, öncelikle sizin nezdinizde başta TGH olmak üzere, bu projenin gerçekleşmesine emek veren Hamburglu spor derneklerimiz, proje sorumlusu Meral Hanım ve dışarıdan destek veren diğer tüm derneklerimize de ayrı ayrı teşekkür ederim. Ortaya çıkan bu sergi ile Hamburg’un merkezinde yer alan ve önemli bir tarihi yapıya sahip Altona Müzesi’ne ilk girişimizi yapmış olduk. Bunu bir başlangıç olarak nitelendirip, sizin de sorunuzda bahsettiğiniz gibi “Göçmenler Sergisi” konusunun ilk tecrübe adımını da atmış olduk böylelikle.
HAMBURG MERKEZİNDE DE SPOR SERGİSİ AÇILACAK
Serginin açılış gününde gerçekleşen konuşmalarda ise, hem Altona Belediye Başkanı Dr. Stefanie von Berg hem de Hamburg Mitte Belediye Başkanı Falko Droßmann’ın konuşmaları tatmin edici düzeydeydi. Özellikle Falko Droßmann’ın konuşmasında, benzer bir sergiyi Hamburg Mitte’de de görmek istediklerini açık seçik beyan etmesi gerçekten önemli ve kayda değerdi.
* Bu serginin açılışına, görüldüğü kadarıyla Hamburg’daki 5 taraftar derneği iştirak ederken, Amatör Küme’nin çeşitli klasmanlarında yıllardır mücadele eden Türk kulüplerinin açılışta bulunmaması dikkat çekti. Bu konudaki düşünceniz nedir?
E. A.: Bu konuda aslında çok fazla bir şey söyleyemem lâkin; size açıkça belirtebilirim ki, proje koordinasyonunda bulunan yetkili isimlerden aldığım duyumlara göre maalesef o kulüplerimizden kendilerine ulaşılan eski ya da yeni yöneticiler pek katılımcı olmak istememişler. Hem bu sergiye sergilenmesi adına verebilecekleri objeler hakkında, hem de kulüplerinin tarihi yapıları hakkında bilgi belge konusunda vs. pek yardımcı olmamışlar ya da olmak istememişler. Benim kulağıma gelen bu…
ŞAMPİYON ADAYI BANKO BEŞİKTAŞ
* Sergi hakkında açıklamalarınız için teşekkür ederek, konuyu futbola çevirelim. Türkiye Süper Lig takımlarına baktığımızda, Anadolu takımları da dahil olmak üzere, geçmiş yıllara nazaran “gelenler ve gidenler” yönünden karşımıza bir hayli kabarık liste çıkıyor. 2021-22 Süper Lig sezonunda hangi takımlar daha öne çıkıyor sizce?
E. A.: Geçtiğimiz yıl yaptığım bir çok tespitin doğru çıkması, kimse beklemez ve ihtimal vermezken ben inanarak güvenerek transferlerin önümüzdeki haftalarda gereken katkıyı vereceklerini, acele etmememiz gerektiğini ve bu yolun sonunda şampiyon olacağımızı bir çok yayında deklare etmiştim ve hepsi bir bir çıktı. Bunun rahatlığı ve özgüveniyle bu sezon için de fikirlerimi net bir şekilde beyan edebilirim ki bu sene şampiyon Beşiktaş olacak. Geçen yıldan çok daha rahat ve inanmış bir şekilde söylüyorum bunu.
Geçen sezonu şampiyon olarak bitiren kadronun aksayan net üç bölgesi vardı, bu aksamalara rağmen şampiyon bitirdi takım sezonu. Santrafor, 10 ve 6-8 numara olarak hem defansif, hem ofansif oynayabilecek tartışmasız üç net transferle tüm açıkları kapattı yönetim. Bunun yanı sıra, diğer yaptığı transferler ile de kadroyu çok daha alternatifli bir hale getirdi… Geçen yılı hatırlayalım, son haftalarda kaybetmez ve açık ara şampiyon olur denen Beşiktaş’ın santraforu kalmamıştı elinde sakatlıklardan dolayı. Son 8-10 maç santraforsuz ve 10 numarasız çıkardı takımı Sergen hoca ve kayıplar o zaman yaşandı. Kayıplarla birlikte de açılan puan farkı eridi ve şampiyonluk son maça kaldı.
İKİNCİLİK İÇİN TRABZONSPOR, G.SARAY ve F.BAHÇE
Bu sezon şampiyonluk konusunda çok rahat olan takım Beşiktaş’tır. Çünkü geçtiğimiz sezona göre iki kat daha alternatifli bir kadroya sahip. Bizden sonra öne çıkabilecek takımın ise, ilk yarıda Trabzonspor, ikinci yarıda da Trabzonspor’un düşüşü ile birlikte Galatasaray ve Fenerbahçe olabileceğini düşünüyorum ikincilik yarışında. Anadolu takımlarının ise bu sezon hayata geçen ucube kural 8+3 yüzünden çok daha fazla zarar görebilecekleri kanaatindeyim. Büyükler zaten en iyi yerlileri bir şekilde alıp kuralda bahsi geçen 3 Türk’ten birisi olarak kullanabiliyor ama Anadolu takımları biraz zorlanacak iyisini bulup ya da elinde tutup oynatma konusunda. Bu konuda büyüklerle yarışabilecek durumda değiller maalesef.
4- Şampiyonlar Ligi’nde kalan tek temsilcimiz Beşiktaş’ın Sporting, Dortmund ve Ajax ile Ekim ayında başlayacak maçlardan sonra gruptan nasıl bir sonuçla çıkacağını tahmin ediyorsunuz?
E.A.: Öncelikle grup birbirine yakın güçlere sahip takımları içinde barındıran, her şeyin olabileceği ve olabilecek her şeye kimsenin fazla şaşırmayacağı çok enteresan bir grup. Bu yüzden bu sorunun cevabını vermek biraz zor ama ben grubu ilk iki sırada bitirebilecek güce sahip olduğumuzu net bir şekilde söyleyebilirim. Tabii ki eğer en az rakiplerimiz kadar tempo yapıp maç içerisinde koşu mesafeleri konusunda onlardan geri kalmazsak.
BEŞİKTAŞ BU GRUPTAN ÇIKACAK GÜÇTE
Sporting Lizbon kendi liginde geçtiğimiz yıl Porto ve Benfica’nın önünde tek yenilgi ile şampiyon olmuş ve bu sene de namağlup ilerleyen önemli bir takım. Dortmund desen zaten ellerindeki santraforları Erling Haaland’ı satsalar, (130 Milyon €) ülkemizde bulunan herhangi bir takımın tüm kadrosunu satın alabilecek bir ekonomik güce sahipler ki, Bundesliga’da Bayern’den sonra gelen 2. büyük olduğunu, başarılarını vs. saymıyorum bile. Ajax zaten yıllardır önemli bir futbol ekolü ki kesinlikle hafife alınmaması gereken bir takım. Ligindeki en büyük rakibi PSV’nin maalesef elini kolunu sallayarak Galatasaray’a 5 attığını ve bu Ajax’in da onların önünde ligi 16 puan farkla şampiyon olarak bitirdiğini düşünürsek bir sonuca varabiliriz onlar hakkında. Ben ilk maçta kendi sahamızda Dortmund’u yenip, ikinci maçta Ajax ile deplasmanda berabere kaldıktan sonra üçüncü maçta ise Sporting’i kendi evimizde yenerek ilk üç maç sonunda grubu lider tamamlayacağımız kanaatindeyim. Sonrası ise o üç maçın sonunda çok net bir şekilde belli olur.
5- Son sorumuz da UEFA Ligi’nde Grup maçları ile yollarına devam edecek olan Fenerbahçe ile Galatasaray üzerine.. Fenerbahçe, D Grubu’nda Olympiakos, Eintracht Frankfurt ve Antwerp ile, Galatasaray ise, E Grubu’nda Lazio, Lokomotiv Moskova ve Olympique Marsilya ile eşleşti. 16 Eylül’de başlayıp 9 Aralık’ta sona erecek grup maçlarında takımlarımızın şansı hususunda bir yorumda bulunur musunuz?
E. A.: Ülke puanı adına tüm takımlarımızın Avrupa kupalarında başarılı olmaları tabi ki öncelikli isteğimiz. Geçtiğimiz yıllarda Beşiktaş Avrupa’da oynarken fikstür konusunda ne kadar köstek olunduğu ve bu tür düşüncelerin bizi ülke puanı konusunda Avrupa’da hangi noktalara getirdiği herkesin malumu. Artık şampiyonumuz bile Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılamayacak bir durumda önümüzde ki sene itibarı ile.. Bundan daha acı bir durum olabilir mi futbolumuz adına?
UEFA Konferans Ligi diye bir lig kurdular UEFA Avrupa Ligi’nin bir alt klasmanı olarak, ülkemizin takımları ve benzer seviyedeki takımları Şampiyonlar Ligi’nden uzak bu liglerde tutup kendi kendilerine eğlenmelerini sağlamak için. Bizleri de o kategoride tutmalarının önünü açtık resmen, içimizde kendi kendimize köstek olarak. Artık Şampiyonlar Ligi’nde kendi elit takımlarının yer almasını istiyorlar devamlı. Çok nadir olsa da, arada bir belki elemeyi geçip giden bir takım olur bizden ama artık her sene grup aşamasından katılmak bir hayal olacak maalesef ülkemiz için, ülke futbolumuzun yıllardır yanlış yönetim şeklinden dolayı.
İşte tam da bu çarka çomak sokmak, planlarını alt üst edebilmek için tüm takımlarımızın Avrupa’da başarılı olmalarını istememiz şart. Avrupa kupalarında oynayan takımlarımıza gerekirse federasyon fikstür konusunda da kolaylık sağlamalı. Örneğin Avrupa maçları öncesine yorucu deplasman maçları konmamalı ve takımlarımızın Avrupa’daki rakipleri karşısına çok daha diri çıkmaları sağlanmalı… Sergen Hoca’nın el kol hareketlerine takılmak gibi boş işlerle uğraşmak yerine, bu tür faydalı hamleler bekliyoruz Futbol Federasyonu’dan.
***