Korona pandemisi nedeniyle 1 yıl geç başlayan Euro 2020, bizim için artık bitti diyebiliriz. Oysa ki büyük hayallerimiz vardı ve çok umutluyduk. “Bizim çocuklar bizi mutlaka sevindirecek” dedik. Gerçi “top yuvarlaktır” derler ama hiç te öyle olmadı ve hüsranla bitti diyebileceğimiz bir turnuva oldu bizim için.
Hakan Ortatepe, Milli takımın Avrupa Şampiyonası’nda İtalya (3-0) ve Galler (2-0) karşısında kaybettiği maçları yorumladı.
HER MAÇTA GOL ATAN TAKIMIMIZA NE OLDU ?
Şampiyona öncesi grup eleme maçları ile hazırlık karşılaşmalarında rakiplerine karşı gollü sonuçlar alan Milli Takım, sıra şampiyonaya geldiğinde İtalya ve Galler karşısında “sıfır” çekerek, gruptan çıkma hayallerini söndürdü.
Peki bu neden böyle oldu, yanlışlar neydi ve biz nerde hata yaptık???
Şenol Hoca‘mıza her daim destek olduk ve hatta hiç eleştirmedik. Ancak burada alınan kötü sonuçlardan sonra, birkaç şey söylememiz gerekiyor. İtalya maçında yaptığımız hataları Galler karşısında da yapmak, hiç de açıklanabilecek bir durum değil. Şenol Hoca’nın iki takıntısı var.. Birincisi ve en büyük yanılgısı Kenan Karaman.. İtalya karşısında sahada adeta yoktu ama Galler maçında yine onu oynattı. İkincisi ise Yusuf Yazıcı.. ilk maçta oynadı ama her zaman olduğu gibi oyundan yine ilk onu çıkardı. Galler karşısında da yedek bıraktı ve sonradan oyuna aldı. Hocam madem hep aynı oyuncuları oynatacaktık, neden diğerlerini çağırdık?
Şimdi hemen hemen hiç bir iddası kalmayan takımımızın son maçında, sahada her zaman gördüğümüz Kenan Karaman, Burak Yılmaz, Ozan Tufan, Okay Yokuşlu, Umut Meraş ve Hakan Çalhanoğlu’nun oynamayacağını, onların yerine Kerem, Halil, Orkun,İlhan Can, Taylan ve Enes Ünal’ın sahaya çıkacağını söyleyebiliriz. Ama atı alan bir üst tura çıktı. Bu saatten sonra kazansak bile sadece “moral bulduk” veya “tecrübe kazandık” gibi başlıklar olacak.
Aslında biz sadece hayal ederek bir yerlere gelmeye çalışıyoruz ve kendi kendimize tabiri caizse her türlü gazı vererek bu şekilde turnuvalara geliyoruz. “Bizim çocuklar” “Haydi Aslanlar” “Biz bitti demeden bitmez” gibi klişe olmuş ama aslında hayalden öteye gitmeyen söylemlerle bu işin olmayacağını artık öğrenmemiz gerek. Tabii daha öncelikli olarak vizyonumuzu değiştirmemiz gerek.
Neden mi?..
Turnuva başlamadan önce spor programlarındaki yorumcular “1 gol atarak 5 puanla gruptan ikinci olarak çıkabiliriz” diye yorum yapıyor. Vizyon bu olursa ve 2 maçta berabere kalıp 1 maçı da 1-0 kazanıp 5 puan alma hesabında olursan, 2 maçta 5 gol yer eve dönersin. Hep bu şekilde küçük ve ince hesaplar yaparak bir yerlere varılamayacağını ve rakip kim olursa olsun sahaya kazanmak için çıkmamız gerektiği gerçeğini artık öğrenmeliyiz. Şimdi aynı yorumcularımız, çok eminiz ki “buradan dersler çıkarmalıyız ve aynı hataları yapmamalıyız” diyecekler. “Çevir kazı yanmasın”lafı bu tip anlı-şanlı yorumcular için söylenmiş sanki!..
Tüm takım oyuncularımız Avrupa’da oynasın, oynadıkları kulüplerde başarılı olsun hiç fark etmez. Biz bu tür turnuvalardan hep ders alacağız, hep aynı mantalite ile oynayıp, küçük hesaplar yapıp güzel ve büyük hayaller kurmaya devam edip acı gerçeklerle yüzleşeceğiz. Kalbimiz sizinle “Bizim çocuklar!..”
Son bir cümle de maçları anlatan spikerlerimize.. Ortada fol yok ve yumurta yokken pireyi deve yapmadan, abartılara kaçmadan maç anlatmayı denerseniz daha güzel olur sanki…