“Kaf Kaf”  Deprem Belgeseli ile tarihe yolculuk

6 Şubat’ta 11 ilimizi vuran deprem felaketinin acısı sürerken, Türkiye’nin depreme olan hassasiyetini konu alan belgesel, Hamburg’da seyirci karşısına çıktı. Yönetmenliğini Metin Dağ’ın yaptığı Varto depreminin izleri sinema perdesine taşındı.

Haber: Salih Kartal (gazetem.eu / Liman)

Türkiye’nin jeolojik yapısı gereği sıklıkla oluşan depremler, her defasında binlerce insanın ölümüne neden oluyor.Toplumda farkındalık yaratmak için genç sinema yönetmeni Metin Dağ‘ın Kültür Bakanlığı destekli hazırladığı belgesel Altona ilçesinde Zeise Sinemasında gösterildi. Organizatörlüğünü Cahit İpek ve Cahit Balat‘ın hazırladığı gala gösterimine işdünyasından ve Altona’nın sevilen simaları Altona Muhtarı Behçet Algan ile önceki dönem İlçe Meclis Vekillerinden Bayram İnan ve sanat çevrelerinden izleyiciler katıldı.
Tarih boyunca Medler, Pers,Roma ve Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı Devletlerinin egemenliği altında kaıp, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ne dahil olan  Muş ilimizin küçük ilçesi Varto‘da  1946 ve 1966 yaşanmıştı.  Deprem sonrası evlerini terk eden kişiler yurt içine ve yurt dışına dağılmış bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedirler. Geriye harabe olmuş bir şehir ve isimsiz mezar taşları kalmıştır.

Metin Dağ

Bu tür felaketleri unutmamak adına hazırlanan proje yaklaşık 3 yılda tamamlanabilmiştir. Varto doğumlu olan genç yönetmen Dağ proje hazırlığı süresinde kendi imkanlarının yanında Kültür Bakanlığı desteklerinin olduğunu dile getirdi. Dağ “Kaf Kaf” kelimesinin anlamı olarak ;” Belaların def edilmesi, aman dilemek. Olarak tercüme edebiliriz” diyerek başlık hakkında açıklama yaptı. Belgesel çekimlerinde dört bir tarafa dağılan afetzedelerin rol aldığı bir saatlik film’de yerel dil ve türkçe konuşulurken almanca altyazı ile desteklenmiş olduğu görüldü.

19 Ağustos 1966 yılında 2394 kişinin hayatını kaybettiği Muş’un Varto ilçesi depremini anlatan bu belgesel, günümüze kadar aslında toplumun ve yöneticilerin hiç ders çıkartamadığını gözler önüne sermiştir. Son kırk yıl içinde 13 Mart 1992 Erzıncan, 17 Ağustos 1999 Marmara depremi, 23 Ekim 2011 Van ve hâlâ acının sıcaklığı yüreklerde hissedilen 6 Şubat Güneydoğo Anadolu depremi ve binlerce can kaybı.

Cahit Balat

Gösterimin sonunda kendisinin çocukken deprem yaşadığını, dedesinin çabaları ile yıkıntıların altından çıkartılarak hayata dödürüldüğünü gözleri dolarak anlatan Organizatör Cahit Balat ve Yönetmen Metin Dağ izleyicilerin düşüncelerini dinleyip sorularını cevapladı.

SONUÇ OLARAK
Belgesel’den edinilen izlenimler dünyanın oluşumu süresini göz önüne alındığında, kısa bir zaman dilimi olan 60 yıllık bir süreçte yöneticilerin ve toplumun hiç bir öğrenim elde edemediği gözlenmiştir. O tarihlede de yurt içi ve yurtdışından yardımlar yapılmış lakin yardımların bir çoğu yerlerine ulaşmamıştır. Son depremde de bütün Türkiye ve dünya’dan yapılan yardımların bazılarının kayıp ya da yanlış yerlere gittiği haberleri sosyal mediadan izlenmiştir.
Bütün bunlar olurken toplumun anlaşılamaz ilgisizlik, bilgi ve öğrenme eksikliği, olaylardan ders çıkaramama ve kendi seçmiş olduğu yöneticilere körükörüne bağlılık, sorgulama ihtiyaci duyulmaması gibi anlamlar çıkıyor.



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir