9 Haziran’da gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimleri, özellikle sağcı partilerin oylarını büyük ölçüde artırmasıyla sonuçlandı. Seçim sonuçlarını değerlendiren Hamburg Bağımsız Eyalet Milletvekili Mehmet Yıldız, önemli tespitlerde bulundu.
Sürecin Batılı ülkelerdeki kapitalizm kriziyle birlikte başladığının altını çizen Yıldız, “3. Dünya savaşı tehlikesi hala geçmiş değil. Neoliberal partiler, hedeflerine her ne pahasına olursa olsun ulaşabilmek için insanların korkularından besleniyorlar. Corona krizi ve Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana medyada ve burjuva partiler tarafından Rusya ve Çin düşmanlıgı propaganda yapılıyor. AB’nin saldırgan dış politikasını ve savaşı desteklemesi için halka baskı uygulanıyor. Bunun yanında sığınmacılara karşı tutumla ırkçılık körükleniyor. AB seçimleri, ne yazık ki bu koşullarda bu sonuçları verdi,” dedi.
SPD-Yeşiller-FDP Hükümetine Tokat
Almanya’da SPD-Yeşiller ve FDP’den oluşan hükümetin AB Parlamentosunda 23 sandalye kaybettiğini aktaran Yıldız şöyle konuştu: “Yoksul halkın ve küçük ile orta ölçekli işletmelerin aleyhine yapılan sosyal politikalar, artan enflasyon, toplumsal belirsizlik ve dünya çapındaki savaşlar nedeniyle hükümetteki partiler halktan büyük bir tokat yedi. Vatandaşlar, bu partilerin yalanlarına inanmadı ama muhafazakar ve aşırı sağcıların etkisi altında kaldılar. Alman halkının %30’u, insanların korkularını körükleyen, şiddeti, savaşı ve sosyal bölünmeyi savunan CDU’yu seçti. Friedrich Merz gibi eski bir Blackrock Menejeri bu partinin başında yer alıyor. Sermaye çıkarlarını acımasızca savunan CDU, mevcut hükümetin başarısızlığının meyvelerini topladı. Muhafazakar partiler, Avrupa genelinde seçim kampanyasında birlik içinde hareket ederek 10 sandalye kazandı. Ancak programları, AB ülkelerindeki çoğunluğun çıkarına olmayan uygulamaları içeriyor. Ursula von der Leyen’in Komisyon Başkanı olarak bir dönem daha görevde kalması, daha büyük bir felakete doğru gidişi ifade ediyor. Transatlantik sermayeye hizmet eden, sosyal olmayan ve antidemokratik savaş politikalarının Avrupa genelinde bir karşı reaksiyon yaratmaması, mevcut toplumsal çaresizliği ortaya koyuyor.”
Aşırı Sağcı/Faşist Partilerin Güçlenmesi
On yıllardır artan zenginliğe rağmen Avrupa’da giderek daha fazla insan yoksulluk içinde yaşıyor. Almanya’da son verilere göre, çocukların yüzde 20’si ve toplamda 14,2 milyon insan yoksulluktan etkileniyor. Dünya çapındaki savaşlar, iklim krizi ve çevre tahribatı nedeniyle giderek daha fazla insan Ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. 2023 yılında Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, 115 milyondan fazla insan yerinden edildi ve çoğunluğu komşu ülkelere kaçtı.
Avrupa’daki artan yoksulluğun ve artan sığınmacı sayısının aşırı sağcılar ve muhafazakarlar tarafından kullanılmasını eleştiren Yıldız, “Aşırı sağ partilerin kazanımı çok endişe verici ama tesadüf değil. Bu durum, kapitalist krizin derinleşmesi ve dünyada devam eden savaşların sonucudur. Geleneksel olarak sermaye, kendi çıkarlarına hizmet ettiği için sağcı partileri destekler. Aşırı sağcıların ırkçı ve insanlık dışı çözümlerine giderek daha fazla insanın kapılması, hümanist değerlerin zayıfladığının göstergesidir. Macron’un parlamentoyu feshetmesi ve AB seçimlerinde sağ popülistlerin güçlenmesine yanıt olarak yeni seçimler ilan etmesi, neoliberal güçlerin bir yenilgisi anlamına geliyor. Bu yaklaşım, aşırı sağın daha da güçlenmesine yol açabilir,” diye konuştu.
Sahra Wagenknecht İttifakının (BSW) Seçim Başarısı
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin olumlu yanının BSW’nin aldığı sonuçlar olduğunu dile getiren Yıldız, “Parti örgütü olmadan, ittifak barış ve sosyal adalet ana temalarıyla yeni kurulduktan sonra %0’dan %6,2 oy oranına ve Doğu Almanya’da iki haneli bir sonuca ulaştı. Bu, insanların, yukarıdan gelen tüm savaş kışkırtmalarına ve sosyal bölünmeye rağmen, hala barış ve diplomasiyi, gerilim ve savaş yerine sosyal adaleti, büyük şirketlere ve zaten zengin olanlara servet transferi yerine doğru bulduklarını gösteriyor,” dedi.
Sol’a birleşme çağrısı
Sol, sosyalist ve komünist partiler bu sonuçlardan ders çıkarmalı, bu durumu iyi analiz etmelidir ve hep birlikte mücadele etme çağrısında bulunan Yıldız, “Die Linke gibi partiler, son Avrupa seçimlerinde büyük oy kaybettiler. Burjuva parlamentarizmine uyum sağlamak, parti içi rekabet, kariyer odaklı siyasetçiler, barıştan yana tutuma mesafeli olmaları ve sömürüye karşı duyarsız tutumları için öz eleştiri yapmaları gerekiyor. Artık Sol’un tüm birleşenleri biraraya gelerek birleştirici bir perspektif ile toplumsal ve politik stratejiler geliştirmenim zamanı gelmiştir“ diye ifade etti.