Sevgililer Günü: Kapitalizmin bir oyunu mu, dini hassasiyet mi, zorlama kutlama mı?

Kapitalizmin bir oyunu mu, dini hassasiyet mi yoksa zorlama bir kutlama mı? Dünyanın birçok yerinde 14 Şubat, Sevgililer Günü olarak kutlanıyor.

Türkiye’de de kutlanan 14 Şubat ile ilgili vatandaşlar ne düşünüyor?

Euronews mikrofonlarına konuşanlar, 14 Şubat Sevgililer Günü ile ilgili farklı görüşlere sahip. Kimi vatandaşlar, bu günün kapitalizm ve dini hassasiyet noktalarından ayrı tutulması gerektiğini belirtirken, bu günde yapılan harcamaların ülke ekonomisine katkı yaptığını savunuyor. Farklı görüşte olan bazı vatandaşlar ise 14 Şubat’ın tamamıyla kapitalizmin kendi varlığını devam ettirebilmesi için var olan bir oyun şeklinde değerlendirerek kutlanmasını tasvip etmiyor.

Sevgililer Günü nedir? Neden 14 Şubat’ta kutlanır?

Aziz Valentin kimdir?

Her ne kadar Türkçe’de “Sevgililer Günü” adı tercih edilse de 14 Şubat tarihinin tam karşılığı “Aziz Valentin Günü“dür (St Valentine’s Day). İsminden anlaşılacağı üzere 14 Şubat, sadece romantizmle değil aynı zaman bir Hristiyan azizin anısıyla da ilgili.

O halde karşımıza çıkan ilk soru: Kimdir Aziz Valentin?

Katolik Kilisesi tarafından resmi olarak tanınan Aziz Valentin’in M. S. 270 tarihinde öldüğü sanılıyor. Aziz Valentin’in kimliğiyle ilgili resmi kaynaklardaki ilk açıklamalar M. S. 496’da ölen Papa Gelasius’a ait.

Papa Gelasius, O’nun “hayatını Tanrı’ya adamış bir şehit olarak dünyadan ayrıldığını” söyler. 1400’lü yıllara ait kayıtlar Aziz Valentin’in Roma’da Hristiyan bir çiftin evlenmesine yardımcı olduğu için İmparator 2. Claudius’un emriyle kafası kesilerek öldürüldüğünden bahseder.

Aynı tarihlere ait diğer bir vesika ise Valentin’in Terni Piskoposu olduğu ve yine 2. Claudius tarafından Roma yakınlarında öldürüldüğünü bildirir.

Bu tarihi kıssalardaki benzerlikler, her iki Valentin’in de aynı kişi olduğuna dair kanaatleri güçlendirir.

Her ne kadar kimliğiyle ilgili belirsizlik devam etse de Katolik Kilisesi 1969’da düzenlediğin saygı ayiniyle Valentin’in adını resmi olarak “Azizler” listesinde tutmaya devam etti.

Aziz Valentin’in kimliğiyle ilgili tartışmaları bir tarafa koyarsak, karşımıza ikinci bir soru çıkıyor: 14 Şubat tarihiyle Aziz Valentin arasında nasıl bir bağ var?

Sevgililer günü tarihi nasıl ortaya çıktı?

Sanılanın aksine 14 Şubat’ın Aziz Valentin’in doğum ya da ölüm tarihiyle bir ilişkisi yok.

14. yüzyılda yaşamış İngiliz şair Chaucer, 14 Şubat tarihiyle romantizm / aşk arasında ilişki kuran ilk isim olarak dikkat çekiyor. Chaucer’e göre kuşların eşlerini seçtikleri tarihin 14 Şubat olduğuna inanılır.

18. yüzyıl İngiliz geleneklerine baktığımızda 14 Şubat ile ilgili ikinci bir tarihi referans karşımıza çıkıyor: İngilizlerin bu tarihte eski bir Roma festivali olan ve Tanrıça Juno Februata’nın onurlandırılması için düzenlenen etkiniklere benzer kutlamalar tertip ettikleri görülüyor.

İmparatorun yasağına rağmen Hristiyan çiftlerin evlendirilmesine yardımcı olduğuna dair hakkında efsaneler anlatılan Aziz Valentin’in anısı, geleneksel olarak romantizmle en çok örtüşen 14 Şubat’ta hayat bulur ve daha çok İngiliz geleneklerinde Aziz Valentin Günü olarak ortaya çıkar.

Elbette bu aziz ve tarih arasındaki ilişkiyi tam olarak tespit etmek mümkün değil. Yani bir “Hristiyan geleneği” diye eleştirilen Sevgililer Günü’nün aslında Hristiyan kökleri de son derece şüpheli.

Ancak Sevgililer Günü’nün modern çağdaki izlerini takip ettiğimizde karşımıza tarihi ve dini referanslardan çok ekonomik veriler çıkıyor. ilk kez 19. yüzyılda İngiltere’de ticari bir hüviyete bürünmeye başlayan Aziz Valentin Günü, toplu iletişim araçlarının gelişim hızıyla paralel bir şekilde “global kültür” arasındaki yerini aldı.

Günümüzde pazarlama ve tüketim enstrümanlarının tümünü bünyesinde barındıran 14 Şubat, popüler kültür araçlarıyla kamuoyuna sunulduğu için tarihi arka planı da önemini yitirdi zamanla.

Resmi verilere göre ABD’li tüketiciler Sevgililer Günü’nde hediye ve kutlama yemeği gibi etkinlikler için kişi başı 147 Dolar harcıyor.

14 Şubat’ın ekonomik büyüklüğü dikkate alındığında bu tarihle ilgili “ihtiyaç dışı tüketimi teşvik eden Kapitalizmin oyunu” eleştirisi, Hristiyanlıkla ilgili olandan daha gerçekçi duruyor.

Kaynak : EURONEWS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir