SABAH gazetesinin duayen yazarı HINCAL ULUÇ, Voleybolda Kadın Milli Takımımızın ABD’ye 3-2 yenilmesine rağmen 1 puan aldığı maçı bugünkü köşe yazısında süper bir şekilde yorumladı:
Nasıl keyifli, nasıl gururlu, nasıl mutlu girdim yatağa perşembe akşamı ve Tanrı’ma nasıl şükrettim, bu ülkenin insanı olduğum için..
Bana bu keyfi, bu mutluluğu, bu gururu veren, Türkiye’min kızlarıydı.. Tokyo’da ay yıldızlı forma ile mücadele eden voleybolcu kızlarımız!. Geçen Olimpiyat Şampiyonu Çin’i 3-0 devirdikten sonra, bir başka dünya devi Amerika Birleşik Devletleri’nin karşısına çıktılar..
Hayır, ne mağlubiyetleri umurumda, ne de aldıkları iki setin onlara kazandırdığı, Çeyrek Final Yolu’nu açan altın 1 puan.. (Voleybolda 3-2 biten maçlarda puanlar 2-1 olarak paylaşılır. 3-0 değil.) Bugün gurup sonuncusu, Tokyo’nun en zayıf takımlarından Arjantin’i yenersek guruptan çıkmamız garantilenecek yani. O tek puan o işte..
Ama bakın o da umurumda değil..
Umurumda olan, o alınlarından öpülesi, Tokyo’dan İstanbul’a omuzlarda getirilesi kızların ortaya koydukları muhteşem mücadele..
2-0 geriye düştüklerinde maçı bırakmayışlarına ve “yeni başlamış” gibi taptaze ve muhteşem bir mücadele ortaya koymalarına bayıldım..
Kaptan Eda’nın “yenilmez ruhu”, “Bitmedikçe bitmez” diyen iddiası,hırsı hepsine yayılmıştı sanki..
Bir muhteşem Zehra vardı sahada.. Bir Ebrar’ın yerine oyuna giren ama akıllara seza bir hücum ve savunma oyunu çıkararak devleşen Meryem..
Maçtan sonra “12 oyuncum var. Hepsi oynayabilir” diyen Koçumuz Guidetti o kadar haklı ki..
Aslında maçı 3-0 da alabilirdik. İlk iki seti, inanın çok küçük tercih hataları yüzünden kaybettik. Topu kaldırırken yapılan sağ sol tercihleri..
Sayı vuruşu yapılırken, smaç, plase tercihleri..
Amerika gibi, Olimpiyat, Dünya Kupası, Amerika Kupası başta tüm turnuvaların finallerinde oynama tecrübesine sahip bir takıma karşı, sayı alma şansını minik hatalarla kaybetmek skor olarak pahalıya mal oluyor. Tamam..
Ama dedim ya.. Umurumda değil hiçbiri..
Böylesi bir mücadele, böylesi bir “sonuna dek” ruhu gözlerimi yaşarttı.
Ben doydum. Gururla, mutlulukla doydum ve uykuya dalarken Ata’mızın kızlarına, onun en unutulmaz sözünü hatırlatan ülkemin gururu kızlarımıza teşekkür ettim..
“Ne mutlu Türk’üm diyene!.”