Bugün yaşadığımız şehir Hamburg’da epey zamandan beri yazmak istediğim bazı sorunlara dikkat çekme istiyorum
Dünyanın en güzel şehirlerinden olan bu güzel şehri adeta yaşanmaz hale getirmek hiç kimsenin hakkı ve haddi olmamalı..
Son bir kaç yıldan beri, bir çok yer adeta savaş alanı gibi…
Bitmek tükenmek bilmeyen yol çalışmaları ile dolu,
Kurulan şantiyeler,
Kurulan inşaatlar,
Kurulan iskeleler akibeti belli olmayan kısıtlamalar ve buna benzer bir sürü aksaklıklar..
Sabahtan başlayarak gün boyu süren bu durum, yani trafik çileşi işkenceye dönüşmektedir.
Enerji kaybı,
Yakıt tüketimi ve zaman kaybı ise insanları bunaltmakta ve çekilmez bir hal almaktadır.
Üstüne üstlük gizli ve açıktan yapılan hız kontrolleri, aşırı park ücretleri ve aşırı derecede yüksek park cezaları..
Bütün bu olup bitenler karşısında sessizliğini koruyan, özellikle beklenti içinde olduğumuz göçmen kökenli Meclis üyeleri ve Eyalet Parlamentosu Milletvekillerimizin adeta “Dört Maymunu” oynayarak sessiz ve sinsice olup bitenler karşısında suspus olmaları içler acısı..
Siyaset ve yöneticilik sorumluluk gerektirir diye düşünüyorum.
Mevcut durumu idare etmek, hiç bir şeye karışmamak, dernek dernek, cami cami gezerek şirin görünmek politika değildir.
Duyarsız kalmak,sorumluluk almamak, sorunları dile getirmemek, çözüm üretememek, yöneticilik ve Milletin, halkın vekilliği olamaz.
Yaklaşan seçimler öncesi Hamburg’da yaşayan ve bu şehri çok seven birisi olarak duygularımı yazmak istedim
Saygılarımla
Erol BULDAK
17 Mayıs 2024