Atatürk’ün emriyle Türkiye’de milli havacılık sanayisi kurmak, askeri, sivil, sportif, turistik havacılığın gelişmesini sağlamak, havacı personel yetiştirmek amacıyla 16 Şubat 1925’te – dünyadaki ilk sivil havacılık kuruluşlarından biri- Türk Hava Kurumu kuruldu…
Sinan Meydan / SÖZCÜ
Birkaç gündür ülkemizin en güzel köşelericayır cayır yanıyor. “Yangın söndürme uçaklarımız nerede?” diye sorunca sadece 3 söndürme uçağımız olduğunu öğreniyoruz. Oysa bir zamanlar THK’da yangın söndürme uçaklarımız vardı. Şimdiyok! Çünkü Sümerbank, Etibank, TEKEL, TÜPRAŞ gibi Cumhuriyet kurumlarını yok edenler THK’yı da yok ettiler.
İşte bugün, başına kayyum atanan, mülkleri haraç mezat satılan, pilotları işten çıkarılan, yangın söndürme uçakları çürümeye terk edilerek yok edilen bir Cumhuriyet kurumunun, THK’nın kuruluşunu ve ilk çalışmalarını anlatacağım.
THK’NIN KURULUŞU (1925)
Atatürk, cumhuriyetin ilanından iki yıl kadar sonra Bolu milletvekili Cevat Abbas (Gürer)’e şöyle bir talimat verdi: “Havacılık askeri bakımdan olağanüstü önemli, Avrupa, Amerika havacılığı ayrıcabir spor konusu olarak görmeye başladı, iyi düşünün. Biz de geç kalmayalım, bilgili, yürekli,kanatlı bir gençlik yetiştirelim. Hayalini geniş tut. Uçak yapmayı bile düşün. Cemiyetikur vebana çalışmaya başladığınızı bildir.”
Atatürk’ün bu emriyle Türkiye’de millihavacılık sanayisikurmak, askeri, sivil, sportif, turistik havacılığıngelişmesinisağlamak, havacı personel yetiştirmek amacıyla 16 Şubat 1925’te -dünyadakiilk sivilhavacılık kuruluşlarından biri- Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti) kuruldu. Atatürk’ünhimayesinde İsmet İnönü’nün fahribaşkanlığında kurulan cemiyetin kurucu başkanı Atatürk’ünyaverlerinden Cevat Abbas Gürer, ikincibaşkan da Atatürk’ün yakınlarından Ahmet Fuat Bulca idi.THK’nın kuruluş tüzüğünü ve kuruluş amaçlarını da bizzat Atatürk belirlemişti. Pilot Vecihi(Hürkuş) decemiyetin kurucu üyelerinden biriydi.
Sabiha Gökçen’e kulak verelim: “Bir yandan askerihavacılık çalışmaları, bir yandan da TürkTayyare Cemiyetiçatısı altında sivil havacılık çalışmaları yapılıyordu. Vakit buldukça GaziPaşada Türk Tayyare Cemiyeti’ne giderek faaliyetler hakkında bilgialıyordu… ‘İstikbal Göklerdedir’diyor, bunun heyecanını bütün bir ulusa aşılıyor, çalışmalar hakkında sıkça bilgiler veriyordu…Tayyare fabrikaları kurmalıydık. Kendiuçağımızı kendimiz yapmalı, günün birinde ele günemuhtaç hale gelmemeliydik…” (Gökçen, s. 64,65)
THK’nın Uçak Seferberliği
THK’nın kuruluş yıllarındakigelir kaynakları halkın bağışları dışında 21 kalemden oluşuyordu: Tayyarepiyangosu, fitre, zekât ve kurban derisigelirleri, el ve duvar ilanları imtiyazı, her sigara paketindekibir sigara, Uşak Şeker Fabrikası’nın ilk ürünü, Bakanlar Kurulu kararıyla sağlanan gelir ve haklar, üye
etkinliklerindenvergialınmadı, eğlence mekânlarından, plaklardan, evlenme ve noter işlemlerinden elde edilen gelirlerve piyango gelirleriTHK’ya bırakıldı. Ayrıca Atatürk de “Nutuk” adlı eserinin telif geliriniTHK’yabıraktı.
THK, bu temel gelir kaynaklarının yanında halk desteğine de başvurdu. Adeta bir “uçak seferberliği”ilan etti. Uçak almak için yardım ve bağış kampanyaları başlattı. Öncelikle Atatürk, 10 bin lira bağışlakampanyaya destek verdi. NuriDemirağ’ın kardeşiNaciDemirağ 120 bin lira, VehbiKoç da 5 bin lirayardımda bulundular.
THK’nın yardım kampanyasına halk büyük ilgigösterdi. Vatandaşlar ürünlerinin bir kısmını; tarlasını,bağını, bahçesini, hatta maaşını ve evlilik yüzüklerinibağışladı.
THK’ya peşin 30 lira veya taksitle 50 lira bağışlayanlara bronz, 75 lira peşin veya taksitle 100 lirabağışlayanlara gümüş, 200 lira peşin ve taksitle 250 lira bağışlayanlara altın, 5000 ile 7000 liradanfazla bağışlayanlara değerlitaşlarla bezelidört çeşit madalya veriliyordu. Madalyaların üstünde Vecihi(Hürkuş)’un yaptığı “VecihiK-VI” model uçağın resmivardı. Ayrıca 10 bin lira bağışlayan kişi, kurumveya şehir bu parayla satın alınan uçağa kendiadını verebiliyordu. THK’ya ilk bağış Ceyhan’dan geldi.10 bin liralık bu bağışla İtalya’dan alınan Ansaldo A-300.4 model uçağa “Ceyhan” adı verildi.
THK, kuruluşundan üç ay sonra 100 kadar şehir ve kasabada örgütlendi. Yaklaşık 2 milyon lira bağıştopladı. THK, kuruluşundan 5 yıl sonra 1930’da 33.989.000 lira paraya sahipti. Toplam yardım miktarı1932’de 40 milyon liraya yaklaştı, 1938’de 50 milyon lirayı geçti. Kurum, 1940’ta elde ettiğitoplam 75milyon liranın 54 milyonunu Türk Hava Kuvvetleri’ne aktardı. 1925’te sadece 1 uçak bağışlanankuruma 1935’te 26 uçak bağışlandı. THK’nın sahip olduğu uçakların sayısı 1929’da 130’a, 1935’te350’ye ulaştı… Dile kolay 350 uçak…
1926’dan itibaren 30 Ağustoslar “Zafer ve Tayyare Bayramı” olarak kutlanmaya başlandı. O günTHK, halkın bağışlarıyla satın alınan uçaklara ad verme töreni düzenliyor, bağış yapan il ve ilçelerin adları verilen uçakları Türk Hava Kuvvetlerine teslim ediyordu.
THK’nın Uçak Fabrikaları
THK’nın birinci amacı uçak fabrikaları kurmaktı. THK nizamnamesindeki ifadeyle “Türk milletinin en öncelikli olarak yapması gereken tayyare fabrikası kurmaktır… Fabrika ile bir de pilot yetiştirebilecek okul kurulması kesin gereklidir.”
1. TOMTAŞ Kayseri Uçak Fabrikası (1926): Bu fabrika 1926-1942 arasında 7 ayrı modelde 212 uçaküretti.
2. Eskişehir Uçak Tamir Fabrikası (1932): THK’nın elindekiuçakların tamiriburada yapıldı.
3. THK Ankara Etimesgut Uçak Fabrikası (1941): Bu fabrika 1942-1952 arasında 126 adet Türk tasarımı uçak üretti.
4. THK Ankara Gazi Uçak Motoru Fabrikası (1945): Bu fabrikada 1948-1949’da Yüksek Mühendis Şükrü Er ve ekibince ilk yerli Türk motoru yapıldı.
Hava Kuvvetleri, 1947’den itibaren THK yerine ABD’den uçak almaya başlayınca THK uçak fabrikalarıda kapanma sürecine girdi. Kayseri Uçak fabrikası 1950’de Hava İkmal Merkezi’ne dönüştürüldü. THK Ankara Uçak ve Uçak Motoru Fabrikaları da 1954’te traktör fabrikasına dönüştürülüp kapatıldı. (Yalçın,s. 158,166, 257. Yavuz, s.130)
★★★
THK, halka havacılığı tanıtıp sevdirmek için yurttan ve dünyadan havacılık ve spor haberlerinin yeraldığı “Türk Hava Mecmuası” ile “Havacılık ve Spor” dergisiniçıkardı.
İsmet İnönü ve THK’nın 40 Parası
THK’da gelirlerin ve yapılan bağışların tamamen amaca uygun olarak kullanılmasına büyük özengösteriliyordu. Buna rağmen nadir de olsa yaşanan suistimallere doğrudan İnönü müdahale ediyordu. Görevi kötüye kullananlara soruşturma açılarak yasal işlem yapılıyordu. (Yalçın, s. 138)
İnönü, THK’da her kuruşun hesabını yapıyor, en ufak bir açığın hesabını soruyordu. Öyle ki bir keresinde THK başkanından 40 paranın hesabını sormuştu.
Olayın tanığı Sabiha Gökçen anlatıyor:
İnönü, o gün Atatürk’ün yanına geldiğinde çok sinirlidir.
Atatürk, “Sende bir fevkaladelik var bugün… Ne oldu? Neye sinirlendin?” diye sorar.
İnönü, “THK’nın genel yönetim kurulu toplantısı vardı da… Fuat Bey’i epey terlettim… İstifaya filan kalktı” diyor.
Sonra Atatürk’le İnönü arasında şöyle bir konuşma geçiyor:
“Çalışkan çocuktur Fuat… Cemiyeti diğer arkadaşlarıyla birlikte iyi yönetiyor.”
“Bunlara bir diyeceğim yok. Fakat canımı sıkan bir husus oldu…”
“Neymiş o?”
“Hesaplarda 40 para oynuyor!”
“40 para, yani1 kuruş…”
“Evet… Toplantıya saat 10’da girdik, saat 17’yi geçiyordu çıktık. Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti. Bu 1 kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye talimat vermiştim. Bulamamışlar… Bugünü de onunla geçirdik. Fuat Bey’in hassasiyetini anlıyorum ama milletimiz kuruluşlara olan güveni sarsar. Biz Cumhuriyeti kurarken böyle 40 paralara çok ihtiyacımız oldu. Peki ne yaptın sonunda?”
İnönü şu cevabı veriyor:
“Muhasebeyi çağırttım. Memurları seferber ettim. 40 paranın yanlışlıkla başka hesaba geçirildiğini bulup çıkarttırdım. Bundan sonra da bu gibi hataları affetmeyeceğimi söyledim kendilerine… Bizim milletimiz gerçekten de elindekini avucundakini verir. Hiçbir ulus Türk ulusu kadar cömert değildir. Ama verdiğinin doğru dürüst yerlere sarf edildiğini hem görmek ister hem de buna inanmak ister. THK’nın halktan toplanan paralarla uçak alıp askeriyeye hediye etmesinden duyulan memnuniyet büyüktür. Bu güzel havayı ne 40 para, ne de 100 para uğruna bozmaya kimsenin hakkı olmaması gerekir.”
Sabiha Gökçen şöyle diyor: “Evet, bu benim yakından tanık olduğum bir konuşma, bir olaydır. THK’nın 40 parası uğruna sarf edilen emek ve zamanı belgeleyen kutsal olaydır. Şayet, ülke ve bazı müesseseler bugünlere kadar sarsılmadan alın aklığı ile gelebilmişlerse hep bu 40 paranın hesabı sorulduğu, milletin parası üzerine titrendiği için gelinebilmiştir kanısındayım. Onlar bir başka devlet adamlarıydı.” (Gökçen, s. 67-68)
★★★
Ne yazık kiTHK’da “40 paranın hesabının sorulduğu, milletin parası üzerine titrenildiği”günlerden, THK’nın yolsuzluklarla, usulsüzlüklerle borca batırıldığı günlere gelindi. 2000’lerin başındaTHK yangın söndürme ihalelerinin dışında bırakıldı. 2019’da THK’ya kayyum atandı. THK işlevsizleştirildi; pilotlar işten çıkarıldı, yangın söndürme uçakları çürümeye bırakıldı, kurumun varlıkları haraç mezat satıldı. Böylece Atatürk’ün kurduğu bir Cumhuriyet kurumu daha AKP eliyle bitirildi.
Gün geldi ülkemizin en güzel köşeleri cayır cayır yanarken –resmi açıklamaya göre- yangına müdahale eden sadece 3 uçağımız vardı; yazıyla sadece üç!
Kaynaklar:
– İsmail Yavuz, Mustafa Kemal’in Uçakları, İstanbul, 2013.
– Osman Yalçın, Türk Hava Harp SanayiTarihi, İstanbul, 2013