Geçen hafta yaşanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan dönen istifa serüvenini Die Welt gazetesindeki yazısında ele alan Deniz Yücel, yazı başlığında türkçede “Zincirli köpek” mânâsına gelen “Kettenhund” deyimini kullanmasının hakaret olmadığını açıkladı.
Haber: Mehmet Atak
Türkiye’de aylarca tutuklu kaldıktan sonra önceki yıl Başbakan Merkel‘in girişimleriyle serbest bırakalıp aynı gün özel uçakla Almanya’ya getirilen gazeteci Deniz Yücel‘in 13 Nisan’da Die Welt gazetesinde yayınlanan yazı başlığında kullandığı sıfat, değişik yorumlara neden oldu. Deniz Yücel, istifasını saatler sonra geri alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşme safahatını yorumlayan “Zincirli Köpek” başlıklı bir yazı kaleme almıştı.
Yayınlanan bu yazı üzerine toplanan Emin Sağlık başkanlığındaki Hamburg Türk Basın Birliği (HTBB) yönetimi, Die Welt‘e gönderdiği bir kınama yazısı ile, hakaret içeren “Kettenhund” başlığından dolayı duydukları üzüntüyü dile getirdi ve özür beklendiğini bildirdi. Gönderilen bu yazıyla ilgili olarak sosyal medyada yapılan yorumların bir bölümünde kınama yazısı olumlu bulunurken, çoğu yorumlar ise, HTBB’nin “Türkiye’deki tutuklu gazeteciler” konusunda da duyarlı davranıp, neden kınama mesajları yayınlamadığı şeklinde idi. Bazı yayın organları kınama yazısını yorumsuz şekilde yayınlarken, kimi de “Yandaşlık” olarak görüyordu. Hızını alamayan bir kesim ise, Basın Birliği’ni AKP ve Erdoğan yanlısı olmak ve gazetelerine destek sağlamaya çalışmakla itham etmekteydi.
Derneklerin yönetim sistemini bilmez gibi görünenler de, Yönetim Kurulu’nun karar alma ve uygulama” yetkisini hiçe sayarak “Bu kınama yazısına her üyeniz onay verdi mi ?” şeklinde mânâsız sorular yöneltiyorlardı. Tabii ki her kurumda olduğu veya olması gerektiği gibi HTBB içinde de görüş farklılıkları olabilir ama, bu farklı düşüncelerin varlığı nedeniyle Yönetim Kurulu da elini kolunu bağlayarak oturamaz. Nitekim son kınama yazısı vesilesiyle çekimser bir irade de ortaya konulmuş olabilir ki bu gayet doğaldır.
DENİZ YÜCEL: “HAKARET OLSAYDI KULLANMAZDIM”
Die Welt gazetesindeki „Erdogans Kettenhund und sein Drei-Stunden-Rücktritt“ yazı başlığı hakkında Twitter üzerinden bir açıklama yapan gazeteci Deniz Yücel, kullandığı bu sözün Almanca’da hakaret sayılmadığını belirterek, bu konuda bazı örnekler verdi. Yücel, çevirilerin yanlış aktarıldığını ifade ederek, “Hakaret olsaydı ne ben kullanırdım ne de gazetem bu ifadeyi manşete taşırdı” açıklamasında bulundu.
İŞTE GAZETECİ DENİZ YÜCEL’İN TWITTER’DEKİ AÇIKLAMASI:
“Süleyman Soylu hakkındaki yazımla ilgili not:
“Kettenhund” (Zincirli köpek” deyimi, Almancada hakaret sayılmaz. Literatürde güvenlikçi, otoriter politikacılar veya sert defans oyuncuları için kullanılır. Bu benzetmenin ifade ettiği şey, sadakat değil saldırganlıktır.Yani Türkçedeki “Tasmalı köpek” deyiminden farklı olarak “Isırgan köpek” gibi bir anlamı vardır. “Tasmalı köpek” ifadesinin esas karşılığı “Kettenhund” değil “Schosshündchen” olurdu.Welt’teki yazımın çevirilerinde bu deyim yanlış ve yazıdaki ifadelerin tersine aktarılmıştır. Hakaret olsaydı ne ben kullanırdım ne de gazetem bu ifadeyi manşete taşırdı.”
HTBB BAŞKANI EMİN SAĞLIK DA KONUŞTU
Die Welt gazetesi ile gazeteci Deniz Yücel’e hitaben gönderdikleri kınama yazısı hakkında Hamburg Türk Basın Birliği’ne henüz bir cevap gelmediğini belirten Başkan Emin Sağlık, “Almanya’da yayınlanmış bir gazetedeki yazı başlığının türkçede hakaret içeren yakışıksız bir deyim olarak nitelenmesi sebebiyle, Alman yasalarına göre kurulmuş bir dernek olan HTBB’nin tepkisini ortaya koyduk. Deniz Yücel’in twitter hesabındaki açıklamasının son cümlesini olumlu ve bir iyi niyet göstergesi olarak görmek gerekir” şeklinde konuştu. Başkan Sağlık, “Verdiğimiz tepki sonucunda meslektaşımız Deniz Yücel’in her ne kadar beklediğimiz tarzda olmasa da, bu tür bir açıklamasına vesile olunması da sevindiricidir” dedi.