Hamburg’da ilk kadın T.C. Başkonsolosu olma ünvanına da sahip olan Yonca Sunel, vatandaşlarla sık sık bir araya gelerek, onların sorun ve sıkıntılarını dinleyip, çözüm bulmak için çalışıyor ve başarılı icraatları ile takdir topluyor. Bitmeyen enerjisi ve güler yüzü ile Hamburg’da çok sevilen bir isim olan Başkonsolos Yonca Sunel, yaşanan koronavirüs salgını sürecinde de vatandaşların mağdur olmaması için konsolosluk çalışmalarını düzenleyerek, işlemlerin daha hızlı yapılmasını sağladı. Sunel ayrıca, korona salgını sürecinde zor durumda kalanlara, sivil toplum örgütleri, işadamları ve vatandaşların katkıları ile destek oldu.
Türkses gazetesine verdiği röportajda, Hamburg’da şu ana kadar 14 vatandaşımızın KOVİD-19 virüsü nedeni ile hayatını kaybettiğini belirten Başkonsolos Sunel, cenazelerin çoğunlukla Frankfurt üzerinden Türkiye’ye gönderildiğini dile getirdi. Almanya’nın Türkiye’yi riskli bölge ilan ederek seyahat uyarısında bulunması ile ilgili olarak, bunun bir seyahat yasağı olmadığının da altını çizen Sunel, “İsteyen herkes Türkiye’ye seyahat edebilir. Ülkemiz koronavirüs salgını ile çok başarılı şekilde mücadele ediyor. Vaka sayıları kontrol altında. Sağlık ve tedavi hizmetlerimiz gayet iyi. Havaalanları ve turistik tesislerimiz salgınla mücadele standartlarını karşılıyor ve bu konuda TÜV-SÜD gibi yabancı kalite kontrol kuruluşlarıyla da birlikte çalışılıyor. Türkiye’ye giden vatandaşlarımızın seyahatleri gayet sorunsuz geçiyor. Herkes gönül rahatlığı ile Türkiye’ye giderek, tatillerini geçirebilir. Önemli olan kurallara ve alınan önlemlere harfiyen uymak” dedi.
Başkonsolos Yonca Sunel, konsolosluk çalışmalarından korona virüs salgınında yaşananlara kadar tüm gelişmeleri Türkses gazetesi sahibi Emin Sağlık‘a anlattı.
Başkonsolos Yonca Sunel:
1969 yılında İstanbul’da doğdu. Lise eğitimi dahil Bolu’da öğrenim gördü. Daha sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 1994 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girdi. O zamandan bu yana Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapmakta. Evli, iki çocuk annesi.
Türkses: Hamburg’da ki görevinize ne zaman başladınız ?
Yonca Sunel: 2017 yılı Aralık ayında Hamburg’da göreve başladım.
Türkses: Yaklaşık 3 yıl zarfında ne gibi çalışmalar yaptınız ?
Yonca Sunel: Birincisi, konsolosluk işlemlerimizin hızlandırılması konusunda altyapı çalışmalarımız oldu. Hizmet kalitemizi arttırmaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımız, bu çalışmaları doğrudan göremediler ama sonuçta işlemlerin daha seri ve hızlı yapılması için büyük çaba harcıyoruz. Randevu sistemimiz gayet iyi işliyor. Bu günlerde, korona virüs salgınından dolayı yaklaşık üç ay azaltılan randevular nedeniyle yoğunluk yaşıyoruz ama kısa sürede bu yoğunluğun da ortadan kalkacağını düşünüyoruz. İkincisi, özellikle gençlerimizle çocuklarımızla, anne babalarla ve tüm vatandaşlarımızla Hamburg’ da bir arada olmaya çalıştım. Hem onların dertlerini paylaşmaya, birebir öğrenmeye çalıştım hem de sıkıntılarını, yerel kurumlara ve Türkiye’deki ilgili makamlarımıza aktarmaya özen gösterdim. Görev süremin dolmasına yaklaşık bir yıl var. Başkonsolosluk olarak bu süre içinde ve sonrasında hizmetlerimiz artarak ve daha verimli şekilde devam edecektir. Sonuçta, hizmet ve çalışmaların verimliliği açısından bir üst sınır yoktur, her zaman daha iyisi yapılabilir.
Türkses: Hamburg’da çok seviliyor, düzenlenen neredeyse tüm etkinliklere davet ediliyor ve katılıyorsunuz. Bu enerjiyi nereden alıyorsunuz ?
Yonca Sunel: Tabi etkinliklere katılmanın ötesinde, vatandaşlarımızla ve sivil toplum örgütlerimizle bir arada olmak, onlara destek olabilmek çok önemli. Ben aslında enerjimi vatandaşlarımıza borçluyum. Çünkü onlar için özellikle sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte yapılabilecek daha çok şey olduğunu biliyorum. Bunun ötesinde, tabi ki bir Türk diplomatı olmak, büyük gurur vermesinin yanı sıra çok fazla sorumluluğu ve görevi de birlikte getiriyor. Bu görevi layıkıyla yerine getirmek için çalışıyorum.
Türkses: Hamburg’da 30 derneği bir araya getirdiniz ve çeşitli toplantılar gerçekleştirdiniz. Bu çalışmalar nasıl geçti ?
Yonca Sunel: Aslında bütün sivil toplum örgütlerimiz bunun için istekliydi ve bu yönde bir talep vardı. Sonuçta bizim çalışmalarımız vesile oldu. Derneklerimize çağrıda bulundum, isteyenler bu toplantılara katıldılar. Sonuçta, hem doğrudan dialog kurma imkanı bulduk, hem de aslında sıkıntılarımızın ya da hedeflerimizin ortak olduğunu bir kez daha teyit ettik. Hamburg’daki derneklerimiz buradaki Türk toplumuna yönelik önemli çalışmalarda bulunuyorlar. Örneğin, Kovid- 19 salgını sırasında Türkiye’den gelenlere 14 günlük ev karantinası uygulamasının ve Türkiye’ye olan seyahat uyarısının kaldırılması için derneklerimiz bir girişim başlattılar ve nihayetinde, 32 derneğimiz ortak bir metni imzalayarak Hamburg Hükümet yetkililerine gönderdi. Bu çalışma tamamen derneklerimizin kendi iradeleri ve aralarındaki diyalog sonucunda meyve verdi. Bizim Başkonsolosluk olarak yaptığımız aslında dernekleri birbirlerine tanıtmak ve farkındalık yaratmak oldu. Umarım bundan sonra da sivil toplum örgütlerimiz ortak çalışmalar yürütmeye devam ederler. Hamburg’daki derneklerimiz arasında bu ortak iradenin ve birlikte çalışma isteğinin bulunduğuna kalpten inanıyorum.
Türkses: Koronavirüs salgını nedeni ile konsoloslukdaki çalışmalarınızı kısıtladınız. Çalışma düzenini nasıl değiştirdiniz?
Yonca Sunel: Kovid-19 virüsü Almanya’da yayılmaya başladığı andan itibaren eyalet düzeyinde önlemlerin alınmasıyla birlikte, toplum sağlığını da gözeterek, biz de vatandaşlarımızın Başkonsolosluk binamızda çok fazla bir araya gelmemeleri ve toplu halde binada bulunmamaları için önlemler aldık, kısacası sosyal mesafeye ilişkin kuralların hayata geçirilmesine çalıştık. Bu nedenle randevularımızın sayısını azaltarak gün içinde saatlere yaydık. Aslında Başkonsolosluğumuz hep açıktı. Nöbet telefonumuza günün 24 saati bazen 200’den fazla çağrı geldi. Günlük olarak 50 işlemin altına hiç düşmedik. Ancak toplum sağlığı açısından vatandaşlarımızdan, acil değilse randevularını iptal etmelerini istedik. Vatandaşlarımız da bu çağrımızı dikkate aldı. Acil işlemi veya durumu olan herkesin işlemini gerçekleştirmeye çalıştık fakat vatandaşlarımızı binamızın içine çok kontrollü şekilde aldık. Şimdi randevu sayılarımızı yavaş yavaş arttırıyoruz. Önceliğimiz yine sosyal mesafe ve hijyen kurallarının uygulanması. Başkonsolosluğumuz hergün vatandaşlarımızın binada olmadıkları saatlerde dezenfekte ediliyor. Çeşitli noktalara da ziyaretçilerimiz için el dezenfektanları koyduk. Personelimizin masalarında ayırıcı şeffaf panolar var. Başkonsolosluğumuz ve bahçesinde maske takmak zorunlu. Mümkünse işlem yaptıracak vatandaşlarımızın tek başlarına gelmelerini istiyoruz. Refakatçileri zorunlu durumlar dışında bir süre daha dışarıda bekleteceğiz. Bu konuda vatandaşlarımızdan anlayış bekliyoruz.
Hemen hemen bütün bankolarımızda noterlik işlemleri dışında tüm konsolosluk işlemlerini yapıyoruz ki vatandaşlarımız bir kaç banko arasında gidip gelmesin. Amacımız vatandaşlarımızın mümkün olduğunca hızlı bir şekilde işlemlerini tamamlamak. Salgın döneminde Hamburg’dan ülkemize charter seferleri kaldırdık. Bu seferler Almanya’da mahsur kalan turistler ve Türkiye’ye dönmek isteyen öğrencilerimiz içindi. 444 vatandaşımız sağ salim Türkiye’ye gitti. Zor durumda kalan vatandaşlarımız, yaşlılarımız oldu. Bu konuda, derneklerimizden çok büyük destek gördük. Bir çoğu gençlerimizden oluşan gruplar oluşturup, evlerinden çıkamayanların alışverişlerini yaptılar. Derneklerimiz Türkler başta olmak üzere yaşlıları yalnız bırakmadılar, düzenli olarak arayıp sordular. Türkiye’den gelip burada çalışarak okuyan bir çok gencimiz işsiz kaldı. Sivil toplum örgütlerimiz ve iş adamlarımız onlara iş imkanları sundular. Hamburg ve Schleswig Holstein Eyaleti’nde yaşayan Türkler bu dönemde hem toplumla hem de kendi aralarında örnek bir dayanışma sergilediler.
Türkses: Başkonsolosluğunuz görev çevresinde kaç Türk vatandaşı Kovid-19’a yakalandı ve hayatını kaybetti?
Yonca Sunel: Evet, Başkonsolosluğumuz görev çevresinde hastalığa yakalanan ve maalesef kaybettiğimiz vatandaşlarımız oldu. Schleswig- Holstein ve Hamburg’ da 14 vatandaşımız Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Çoğu, ileri yaşta ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımızdı. En yoğun dönemde tespit edebildiğimiz kadarıyla 12 civarında vatandaşımız hastanelerde yoğun bakımdaydı. Bir çoğu iyileşti, bir kısmını maalesef kaybettik. Normal serviste yatan hastalarımız da oldu. Hastanede yattığını öğrendiğimiz hastalarımız ve yakınlarına, hayatını kaybeden vatandaşlarımız aile fertlerine mümkün olduğu kadar destek olmaya çalıştık. Bazılarıyla hala temas halindeyiz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın naaşları Türkiye’ye genelde Frankfurt üstünden gönderildi. Hepimizi üzen konu ise, seyahat kısıtlamaları ve uçuş olmaması nedeniyle aile fertlerinin onlarla birlikte Türkiye’ye gidememesi oldu. Sadece Kovid-19 nedeniyle ölenler değil, Almanya’d a hayatını kaybeden herkesin ailesi için durum böyleydi. Ancak, acılarına rağmen vatandaşlarımız istisnai günler yaşadığımızın da farkındaydı.
Kısacası zor bir dönem yaşadık ama dayanışma ile zorluklarla baş ettik. Bundan sonra da tekrar benzer günleri yaşamamak için alınan önlemlere uymamız gerekiyor. Hasta sayısının azalması, hastalığın yok olduğu anlamına gelmiyor. Bir müddet daha uymamız gereken kurallar olacaktır. Tüm bireyler bu kurallara uyarsa, virüs bizden uzak durur. Sosyal mesafe, maske kullanımı ve hijyen kurallarına dikkat etmemiz gerekiyor.
Türkses: Almanya Türkiye’yi riskli bölge ilan ederek, seyahat uyarısında bulundu. Bu konuda vatandaşlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz ?
Yonca Sunel: Seyahat uyarısında bulunmak, seyahat yasağı olduğu anlamına gelmiyor. Yani isteyenler Türkiye’ye seyahat edebilirler. Görev çevremizdeki vatandaşlarımız da okulların tatile girmesiyle birlikte hem karayolu hem de havayoluyla ülkemize gitmeye başladılar. Yollarda genel olarak bir sıkıntı yaşanmadığını biliyoruz. Vatandaşlarımızın seyahatleri sorunsuz geçiyor. Türkiye’ye girişlerde karantina uygulaması kalktı. Sınırdan yabancılar ya da vatandaşlarımız rahatlıkla geçebiliyor. Havaalanlarımız, turistik tesislerimiz salgınla mücadele için alınan önlemler bağlamında standartları karşılıyor ve bu konuda TÜV-SÜD gibi yabancı kalite kontrol kuruluşlarıyla da birlikte çalışılıyor. Sonuçta ülkemiz, Kovid-19 salgınıyla mücadele alanında son derece başarılı bir mücadele yürütüyor. Sağlık ve tedavi hizmetlerimiz gayet iyi, standartlarımız yüksek. Vaka sayıları kontrol altında. Hastanelerimizdeki yoğun bakım yatakları salgın süresince zaten hiç bir zaman tam dolu olmadı. Dolayısıyla vatandaşlarımız gönül rahatlığı ile Türkiye’ye gidebilirler ve tatillerini geçirebilirler. Aslında yapmamız gereken şey kurallara uymak. Yaşlılarımızla bir araya gelirken, toplu halde akrabalarımızı ziyaret ederken burada olduğu gibi orada da kurallara dikkat edeceğiz. Düzenlemeler çok hızlı bir şekilde değişiyor. Benim vatandaşlarımıza tavsiyem geçecekleri ülkelerde, hem buradan yola çıkarken hem de geri dönerken mutlaka bir ön araştırma yapmaları. Havayolu ile seyahat edecekler de aynı şekilde düzenlemeleri takip etmeliler. Kurallar ve kısıtlamalar günden güne değişebiliyor. Karayolu ile yola çıkacak vatandaşlarımız Dışişleri Bakanlığı Çağrı Merkezi’nin (00 90 312 292 29 29) numaralı telefonunu yanlarında bulundursunlar. Yolda veya konakladıkları ülkelerde herhangi bir sıkıntıları olduğunda 7 gün 24 saat açık olan çağrı merkezimizi arayabilirler ve destek alabilirler. Bu numarayı Alman veya diğer ülke vatandaşları da arayabilirler. Çağrı merkezimiz ayrıca bir çok dilde hizmet veriyor. Vatandaşlarımızın Türkiye içinde yapacakları uçuşlarda seyahat öncesi HES kodu almaları gerekiyor. E-devlet şifresi ile bu kodu bir kaç dakika içinde kolaylıkla alabilirler. E -devlet şifreleri yoksa, şifreyi PTT şubelerinden ya da Başkonsolosluğumuzdan randevu almadan temin edebilirler. Ayrıca SMS yoluyla ya da telefonunuza yükleyeceğiniz bir aplikasyonla da HES kodu alabilirsiniz.
Mevcut uygulamaya göre, Türkiye’den Hamburg’a veya Schleswig-Holstein Eyaleti’ne dönenlerin ilgili Sağlık Dairesine bildirimde bulunup 14 gün ev karantinasında kalmaları gerekiyor. Bu kurala istisnalardan biri ise Türkiye’den gelmeden en fazla 48 saat önce Robert Koch Enstitüsü (RKE) tarafından belirlenin ISO standartlarını karşılayan ülkemizdeki laboratuvarlarda PCR testini yaptırmak. Halen geçerli bu uygulama hakkında https://www.rki.de/DE/Content/InfAZ/N/Neuartiges_Coronavirus/Tests.html internet adresi üzerinden bilgi alabilirsiniz. Ülkemizde PCR testi yaptırabileceğiniz kurumların listesine de https://covid19bilgi.saglik.gov.tr/tr/covid-19-yetkilendirilmis-tani-laboratuvarlari-listesi..fbclid=IwAR1QVJOdbqBjw_69mB8NZT1KSxPJoRoT40-_joRginUCEMVndMCIiIkk9f0 adresi üzerinden ulaşabilirsiniz. İngilizce olarak hazırlanan test sonuçlarınızı ise e-devlet üzerinden temin edebilirsiniz. Test işlemi için Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün Halk Bankası Kurumsal Şubesi’ndeki TR70 0001 2009 4520 0005 0000 41 numaralı hesabına 110 TL yatırarak alacağınız makbuzla listede kayıtlı tanı merkezlerine başvurabilirsiniz.
Özetle, kurallara uymak, gelişmeleri takip etmek ve güzergah üstündeki ülkelerin düzenlemelerini izlemek gerekiyor. Türkiye, Almanya ve diğer ülkelerde turistlere kapılarını ve tesislerini açtı. Bizlere de elbette kapıları açık.
Türkses: Vatandaşlarımıza tatil öncesi mesajınız nedir?
Yonca Sunel: Karnelerini alan bütün öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Çok farklı ve zor bir eğitim – öğretim dönemi yaşadılar. Bu durum aslında velilerimiz için de geçerli. Sosyal teması azaltmaya çalıştığımız için çocuklarımız arkadaşları ile çok fazla bir araya gelemediler, okullarına gidemediler. Dolayısıyla sosyal çevreleriyle doğrudan temasları son derece azdı. Fakat zorluklara karşın eğitim – öğretim devam etti. Şimdi çocuklarımızın dinlenme ve rahatlama zamanı. Açık havada spor ve aktiviteler yapsınlar, kitap okusunlar ve aileleri ile güzel bir tatil geçirsinler. Çocukların tatilde bilgisayar başında fazla zaman geçirmemeleri için anne babalar olarak onlara çeşitli alternatifler sunmamız gerekiyor. Çocuklarımızla geçirdiğimiz anlar bizim için çok değerli. Bu anları arttırmak bizim elimizde. Türkiye’de veya Almanya’da sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyalım, gelişmeleri takip edelim. Tüm vatandaşlarımıza huzurlu, sağlıklı ve bol güneşli günler diliyor, saygılarımı sunuyorum.
Röportaj: Emin SAĞLIK / Türkses