Büyük Taarruz’un Zaferle Sonuçlandığı ve Türkiye’nin düşman işgalinden tamamen kurtulduğu 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Zaferi, 100’üncü yıldönümünde Türkiye’nin dört bir yanında coşkuyla kutlanacak.
Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi (26-30 Ağustos 1922)
Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra hem kamuoyunda hem de birliklerde moraller yerine gelmiştir. Bir taarruz harekâtı için gerekli hazırlıkların yapılması hususunda çalışmalar yapılmış ve ordu son zaferi elde etmek için hazırlanmıştır.
Bu maksatlarla Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1922 yılının Haziran ayı ortalarında, taarruza geçme kararını almıştır.
Burada asıl amaç; yok edici bir meydan savaşı yaparak, düşmanı hızlı ve kesin bir sonuç alacak şekilde vurmaktır. Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi, Millî Mücadele’min son safhasını teşkil etmiştir.
Mustafa Kemal Paşa liderliğinde Türk ordusu 3 yıl 4 aylık süreçte adım adım hedefe ulaşmıştır.
Yunan ordusu Batı Anadolu’yu Türk ordusuna karşı savunmayı planlayarak bu doğrultuda hareket etmiş ve savunma hattını bir yıla yakın bir zamanda tahkim etmiştir. Özellikle Eskişehir ve Afyon bölgelerine önem verilerek daha fazla güç tutulmuştur.
Türk ordusu da taarruz planı hazırlamıştır. Buna göre, 1. Ordu kuvvetleri, Afyon’dan taarruza geçtiğinde, 2. Ordu kuvvetleri de 1. Ordu bölgesine düşmanın kuvvet kaydırmasına engel olacaktır. Aynı zamanda Döğer bölgesinde bulunan Yunan kuvvetlerini kendi üzerine çekmeye çalışacaktır. Süvari Kolordusu da Ahır Dağları’ndan geçip Yunanlara taarruz edecektir. Böylelikle düşmanın İzmir’le olan gerek telgraf ve gerek demir yolu bağlantısını kesecektir. Yani baskın yolu ile düşman ordusunun imha edilmesi tasavvur edilmiştir.
Her iki ordunun insan ve mühimmat durumuna gelince: İki taraf gerek insan ve gerekse sahip oldukları tüfekler bakımından birbirine denk idi. Süvari birlikler açısından Türklerin üstünlüğü olmasına karşılık top, makineli tüfek, motorlu araç ve uçak yönünden Yunanlar üstün durumdaydı.
Böyle bir ortamda Mustafa Kemal Paşa, 19 Ağustos 1922’de Ankara’dan Akşehir’e giderek 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini vermiştir.
26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile birlikte Kocatepe’ye geldi ve savaşı buradan idare etmeye başladı. Böylelikle Büyük Taarruz Kocatepe’de başladı.
Türk piyadeleri, sabah saat 6 sularında Yunan askerini süngü hücumu ile temizledikten sonra Tınaztepe’yi ele geçirmiştir. Bundan sonra saat 09.00’da Belentepe, ardından Kalecik-Sivrisi ele geçirilmiştir.
Taarruz’un birinci günü, Büyük Kaleciktepe’den Çiğiltepe’ye kadar 15 kilometrelik bir bölgede düşmanın birinci hat mevzileri temizlenmiştir.
5. Süvari Kolordusu Yunanların ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulunmuş, 2. Ordu da cephede kendisine verilen görevi yerine getirmiştir.
27 Ağustos Pazar sabahı Türk askeri kuvvetleri tüm cephelerde süngü hücumlarıyla ve insanüstü çabalarla yeniden taarruza başladı ve Afyon kurtarılmış oldu. Böylelikle Başkomutanlık Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyon’a taşınmıştır.
28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı günleri yapılan taarruzlar da başarılı oldu.
Komutanlar 29 Ağustos gecesi tekrar bir durum değerlendirmesi gerçekleştirdiler ve hemen harekete geçilip hızlı bir şekilde savaşın neticelendirilmesi gerekli görüldü. Buna göre hareket edilerek 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü yapılan taarruz ile Türk ordusu kesin zaferi kazandı. Bu zafer Türk tarihine Başkomutan Meydan Muharebesi olarak geçmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat Zafertepe’den idare ettiği 30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda, Yunan ordusunun büyük kısmı yok edilmiş veya esir alınmıştır.
Bundan sonra Mustafa Kemal Paşa’nın “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emri ile takip devam etmiştir.
Takip Harekâtı ve Zafer
30 Ağustos’taki zaferden sonra 1 Eylül 1922’de Türk kuvvetlerinin takip harekâtı başlamıştır. Savaşlardan kurtulabilen Yunan askerleri başta İzmir olmak üzere Mudanya ve Dikili’ye doğru kaçmaya başlamışlardır.
Takip harekâtı sonucunda Türk ordusu 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’e girmiş ve bayrağımız Kadife Kale’ye çekilmiştir.
9 Eylül 1922’de İzmir, 11 Eylül’de Bursa ve 18 Eylül’de de tüm Batı Anadolu Yunan işgalinden kurtarılmıştır.
11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Doğu Trakya, silahlı çatışma olmadan Yunanlardan temizlenmiştir.
24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye’nin bağımsızlığını tüm dünyaya tarafından kabul edilmiştir.
Tükendi, bitti denildiği bir anda bütün varını yoğunu ortaya koyarak kazanılan zaferle sadece ülke toprakları düşmandan kurtarılmamıştır. Aynı zamanda millî egemenliğe dayanan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreci başlatılmış ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Öyle ki; Başkomutan Meydan Muharebesi’nden iki yıl sonra Mustafa Kemal Paşa, Zafertepe’de kazanılan zaferin önemini “… Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri burada atıldı. Ebedî hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır…” şeklinde ifade etmiştir.