Türkiye’yi aydınlık günlere taşıyacak, Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerine bağlı, Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet ettiği, benim deyimimle ülkenin geleceği olan “Z Plus” genç kuşağının örnek alabileceği alıntı bir yaşam öyküsü…
MESUT PARLAK / SÖZCÜ
“Sokaklarda, balkonlarda, pencerelerde altı dakikalık sıcak alkışlarla tüm ülke 6 dakika boyunca alkışladı…”
– Muhteşem liderlik ve insanlık savunması örneği, chapeaux!
Almanlar onları yönetmesi için onu seçti ve 80 milyon Alman’ı 18 yıl boyunca *yetkinlik, beceri, adanmışlık ve samimiyetle* yönetti.
Saçmalamadı. Fotoğrafı çekilmek için Berlin’in ara sokaklarında görünmedi.
“Dünyanın Leydisi” olarak adlandırıldı ve altı milyon erkeğe eşdeğer olarak tanımlandı.
Ülkesinde otoritenin liderliğini sürdürdüğü bu on sekiz yıl boyunca ona karşı hiçbir suç kaydedilmedi. Akrabalarından hiçbirini bir devlet görevine atamadı.
Zaferlerin yaratıcısı olduğunu iddia etmedi.
Milyonlarca ödeme almadı,
performansını kimse alkışlamadı,
imtiyaz ve taahhüt almadı,
kendisinden öncekilerle savaşmadı.
Dün Merkel parti liderliğinden ayrıldı ve arkasından gelenlere devretti, Almanya ve Alman halkı şimdiye kadar ki en iyi durumunda.
Almanlar’ın tepkisi, ülke tarihinde emsalsizdi.
Nüfusun tamamı evlerinin balkonlarına çıktı ve 6 dakika boyunca kendiliğinden alkışladı.
Ülke çapında ayakta alkışlanıyor.
Almanya, eski Doğu Almanya’dan olduğunu bilerek moda ya da ışıklardan etkilenmeyen ve gayrimenkul, araba, yat ve özel uçak satın almayan bir kimya fizikçisi olan liderlerine veda eden tek bir kurum olarak durdu.
Almanya’yı zirvede bıraktıktan sonra görevinden ayrıldı.
Ayrıldı ve akrabaları avantaj talep etmedi.
On sekiz yıldır gardrobunu hiç değiştirmedi.
Tanrı bu sessiz liderin üzerine olsun.
Bir basın toplantısında bir kadın gazeteci Merkel’e sordu:
“Aynı kıyafeti giydiğinizi fark ettik, başka yok mu?”
Cevap verdi: “Ben bir devlet çalışanıyım ve model değilim ”
Başka bir basın toplantısında ona sordular;
“Evinizi temizleyen, yemeklerinizi hazırlayan vb. hizmetçileriniz var mı?”
Cevabı şuydu: “Hayır, hizmetçilerim yok ve onlara ihtiyacım yok. Kocam ve ben bu işi her gün evde yapıyoruz.”
Sonra başka bir gazeteci sordu:
“Kıyafetleri kim yıkıyor, siz mi yoksa kocanız mı?”
Cevabı: “Giysileri ben ayarlıyorum ve çamaşır makinesini çalıştıran kocam, genellikle geceleri çünkü elektrik var ve üzerinde baskı yok ve en önemli şey çamaşır makinesini almak. Komşular için olası rahatsızlığı hesaba katın, neyse ki dairemizi komşulardan ayıran duvar kalın.”
Onlara, hükümetle yaptığımız işin başarılarını ve başarısızlıklarını bana sormanı bekliyordum.
Bayan Merkel diğer vatandaşlar gibi normal bir apartman dairesinde yaşıyor.
Almanya Başbakanı seçilmeden önce de bu dairede yaşadı.
Ayrılmamış ve villası, hizmetçileri, yüzme havuzları veya bahçeleri yok.
Merkel, şimdi eski Almanya Şansölyesi,
Avrupa’nın en büyük ekonomisi !!”
SON SÖZ: “Gösteriş, bir insanın kültürel zayıflığını yönetme halidir.” KONFÜÇYÜS