İnsanların haftalardır evlerine kapanmasının ruhsal etkileri ile aile çerçevesinde yapılması gerekenler konusunu, tam 4 branşta ihtisas sahibi olan Hamburglu Doktor Ali Erdoğan’la yaptığımız söyleşide enine boyuna konuştuk.
Röportaj: Mehmet ATAK gazetem.eu
Dr. Ali Erdoğan, 1980’de bir işçi ailesi çocuğu olarak Almanya’ya tatil amaçlı geldi. Yaklaşık 40 senedir Almanya’da yaşıyor. Orta ve Lise’yi bitirdikten sonra, Hamburg Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi eğitimine başladı. Sonra Nöroloji, Psikiyatri, akşamları Psikoterapi eğitimi, geceleri de uyku laboratuvarında Uyku Bozuklukları üzerinde ihtisas yaptı. 2013`ten beri Hamburg’da kendi muayenehanesinde hastalarına, danışanlarına sağlık hizmeti veriyor. Aslen Çorumlu olan Dr. Ali Erdoğan, “korku, üzüntü, öfke, stres” gib olumsuz duygulara dikkat çektiği röportajımızda gayet net mesajlar vererek, insanların asla ümitsiz olmamaları gerektiğini vurguladı. İşte Dr. Erdoğan’la söyleşimiz:
* Sayın Erdoğan, geçtiğimiz Aralık ayında adı duyulup, ilk önceleri üzerinde durulmayan ama Şubat ve bilhassa Mart ayı başından bu yana dünyanın başına belâ olan koronavirüs hakkında çok şey yazılıp çizildi. Bu nedenle de bu hastalığın tanımı değil, insanlar üzerindeki etkilerini sizinle konuşmak istiyoruz.
Öncelikle şunu soralım: Bu hastalık sizin branşınıza giriyor mu ? Şayet bu sebeple size hastalar gelirse, ne gibi bir işlem uyguluyorsunuz ?
KORKU İLE PANİK ÇOK ZARARLIDIR
A.E : Benim 4 tane branşım olmasına rağmen, bu konu uzmanlık alanım değil. Virüslerle Virologlar uğraşırlar ve genellikle bunlar labaratuvarda çalışırlar. Ayrıca, araştırmacı olarak hastanelerde görev yaparlar. Ama şu kadarını söyleyebilirim ki, Virüs bir hücre bile değildir. Bundan dolayı da kendisinin yaşaması ve çoğalması için normal bir hücreye ihtiyacı vardır; yani başka canlıların hücrelerini kullanır. Bu Covid 19 da akciğerlerde solunum hücrelerini kullandığı için bizi nefes almada zorluk çektiriyor, bundan dolayı da insanlar panik halinde ve “nefes alamadan öleceğiz” diye düşünüyorlar.Ama Normal bir hücre olmayıp, milyar kere bir hücreden küçük olan Protein mi desek, yarı canlı mı desek, ona artık Virologlar karar versinler. Biz insanlar gibi milyarlarca hücreden oluşan canlıyı nerdeyse esir almış durumda.
EVDE HAYATIN TADINI ÇIKARMA ZEVKİ
Bana gelenler korku ve panik bozukluğundan geliyorlar. Eğer Covid 19 için ararlarsa, onları Hamburg Tabipler Odası’ndan verilen telefon numaralarına yönlendiriyorum : (Tel.116117) veya belirtileri ileri
aşamada, yani ateşlenme, üşüme, kuru öksürük ve riskli İtalya, İspanya, Avusturya vb. ülkelerden tatilden gelenleri de Hamburg Eyalet Sağlık Merkezi’ne yönlendiriyorum ( 040/428 284 000).. Korku ve panikten işine gidemeyenlere de istirahat yazıyorum; biraz dinlensinler, kendilerine gelsinler, hayatın tadının farkına varsınlar diye.
* Pek çok işyeri kapandı, restoranlar, pastaneler, eğlence mekanları, düğün salonları, kuaförler ve lokallere kilit vuruldu. İşten çıkarmalar olduğu yolunda şayialar da dolaşıyor. Uçakla seyahatlar kısıtlandı. Yolda 2 kişiden fazlasının bir arada olması yasaklandı. İnsanlar haftalardır evlerine kapanmış vaziyette gelişmeleri takip ediyor. Gurbetçilerimiz ve diğer yabancılar internet ve telefonla Almanya ve kendi ülkelerindeki yakınlarını merak edip aramakla oyalanıyor. Bazı ihtiyaç maddelerini bulabilme zorluğu yaşanıyor.
Böylesi bir ortamda, aklında bir sürü soru dolanan insanların sağlıklı bir ruh hâli içinde olması mümkün mü ? Neler yapılmalı ?
BEDENSEL VE RUHSAL ETKİLENMEMENİN ÇARESİ VAR
A.E : “Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde ?” diye bir şarkıyı aklıma getirdiniz!
Evet, sadece tek bir hücereden milyar kere küçük, elektronik mikroskopla görülebilen ve “Kralın tacı” olarak adlandırılan Corona ailesine bağlı Covid 19, bizleri sadece bedensel değil ruhsal yönden de etkiledi. Aralık ve Ocak’ta Çin’de diye kendimizden uzak gördüğümüz ve uzakta olduğu için de korkularımızı kontrol ettiğimiz süre sona erdi. İlk önce suçlu aradık, sonra “sorumlular ne yapıyor?” diye bağırdık. Şimdi ise en doğru ve gerçek olana geldik, yani kendimize. Bu virüs milyarlarca küçük olmasına rağmen, insanların gerçek yüzünü, korku ve dehşet içinde olan bir kişinin ve kişilerin neler yapabileceğini televizyonlardan izliyoruz. Her zaman gerçekler acıdır ve uzun süre tedavisiz olursa ruhsal bozukluklara yol açar. Yani biz şimdi yanlış ve kirli bilgilerden dolayı yanlış düşünce üretiyoruz ve bu da kendi kendimizi korkutuyor. Atalarımız ne demiş, “korkunun ecele faydası yoktur!”.. Ama şimdi biraz daha kendimizi tanıyoruz, zamanımız bol, eşimizi, çocuklarımızı daha iyi tanımak ve anlamak istersek tabii. Maalesef korku, endişe ve Panik, bunların hepsine stress diye adlandırılıp çevremize saldırırsak hem kendimize hem de çevremize zarar veririz, Covid 19’u sevindiririz. Çünkü bu virusun ilacı ve en çok korktuğu şey stressiz insanla veya hücreyle karşılaşmasıdır ki o zaman virüs kaybediyor.Şu an herkes bu hastalığın tedavisi yok diye yakınıyor. Evet ilaç tedavisi yok ama rahat, kamil bir insansanız kendi kendinizi rahatlatabilirsiniz. Yaşanılan zorlayıcı döneme bağlı olarak ortaya çıkan stres belirtilerini önlemeyi ya da azaltmayı hedefleyen yöntemler, sanılanın aksine, bir takım olumsuz duygulardan kurtulmayı hedeflemez; bu olumsuz duyguları fark etmeye ve anlamaya çalışmakla başlar.
KAPALI KAPILAR ARDINDA ÇOCUKLARIMIZI SAKİNLEŞTİRELİM
* Ne tür duyguları kastediyorsunuz ?
A. E : Mesela korku, üzüntü, öfke, stres gib olumsuz duygular.
Stres yönetiminde göz önünde bulundurulması gereken fiziksel aktivite ve beslenmenin yanı sıra, çeşitli gevşeme tekniklerinin de travmatik stresle başa çıkmada kullanılmasını öneririm. Bu tür olumsuz duygulardan kaçınılmalı, frenlenmelidir.
* Okulların da tatil edildiği ve şu evlere kapanma sürecinde, oyun alanlarına da giremeyen çocuklarımızınbozulmaya yüz tutan psikolojileri aile ortamında ne şekilde korunabilir ?
A. E : Çocuklarımızla birlikte sohbet edip, oyun oynamak, onların ve kendimizin endişeleri varsa, onun üzerine konuşup sakinleştirmeyi öneririm.
* Aile içi şiddet ve ayrılıkların bu durumda çoğaldığı yönünde bazı görüşler ortaya atılıyor. Tabii ki bunun tersini de düşünmek mümkün.. Bilinç altında yatan problemlerin bu ortamda meydana çıkmasıolarak da görülebilir mi ? Tavsiyeniz nedir ?
A.E : Evet bu virüs insanların gerçek yüzünü de ortaya çıkardı. Yani kimilerimiz tuvalet kağıdı, kimilerimiz konserve v.b. topluyoruz. Evde ise şimdi zamanımız daha fazla olacak gibi. Bu zamanı zaten hep istiyorduk, şimdi ise elimizde. Artık o kişilerin karakterine ve gerçeğe yakınlığına bağlı. Bazıları belki bu virüs halini bahane ederek ayrılacaktır, bazıları da çocuk yapıp, çocuklarının ismini Korona bile koyacaklardır.
Bunları şöyle sıralayabilirim: Öfke, kızgınlık, üzüntü, korku, engellenmiş hissetme, suçluluk hisleri, çaresizlik ve yalıtılmış hissetme gibi ruhsal yakınmaları daha şiddetli ve sık olarak yaşayacaklardır.
Benim tavsiyem birbirimizi daha iyi anlayabilmemiz için açık bir şekilde yukarıdaki duygularımız üzerine aile ve arkadaşlarla konuşup, bu karantinayı daha iyi bir şekilde geçirebilmemiz içindir.
OLUMSUZLUKLAR ZİNCİRİNİN HALKALARI
* Yaşanan bu süreçten etkilenen insanlarda ne tür psikolojik rahatsızlıkların belirtisi gözlenebilir ?
A. E : – Kafa karışıklığı, konsantrasyon bozukluğu, yukarıda belirttiğim gibi korku, Öfke, suçluluk hissi, matem hisleri,
uyuşukluk, tükenmiş hissi, kaygıya bağlı uykusuzluk.. Bu belirtiler de ileride aşağıdaki ruhsal bozukluklara yol açabilir:
– Akut Stres Bozukluğu
– Travma Sonrası Stres Bozukluğu
– Majör Depresyon
– Anksiyete Bozukluğu
– Uyum Bozukluğu
İŞTE SPORUN GÜCÜ
* Peki evlerinde haftalardır radyo, gazete ve TV haberlerini takip ederek, gelişmeler karşısında panik ve korku yaşayanlara ne önerirsiniz?
A. E: Sadece uzmanların bilgilerine dikkate almalarını ve biraz genel düşünüp 24 saat bu virüs üzerine düşünmemelerini öneririm..
* Evde kalma zorunluluğundan dolayı, kişiler evdeki zamanı hangi yöntemlerle daha yaşanılır hâle getirebilirler?
A. E : Hobileri varsa onları yapma, yoksa biraz açık havada gezme, kitap okuma, başka aile bireyleri ile birlikte oyun oynama, müzik dinleme, müzik aletlerini çalma veya şarkı türkü söyleme. Stres yönetiminde göz önünde bulundurulması gereken fiziksel aktivite ve beslenmenin yanı sıra, çeşitli gevşeme teknikleri de travmatik stresle başa çıkmada kullanılması önerilen kanıta dayalı yöntemlerdir. Mesela:
Diyafram Nefesi,Dengeleme (Grounding),
Aşamalı Kas Gevşetme gibi Dünya Sağlık Örgütü DSÖ’nün önerdiği seanslar kendi kendine yapılabilir.
BİRAZ SABIR, BİRAZ ANLAYIŞ; DOKTORLARIMIZA SEVGİ VE SAYGI
* Sayın Doktor, Koronavirüs’ten korunma tedbirleri kapsamında bazı meslektaşlarınızın olağanüstü bir çaba ile hizmet verdikleri, bazılarının ise çalışma saatlerini kısıtladıkları görülüyor, duyuluyor.. Tabii ki onlar da insan ve virüs kapma riski altında çalışıyorlar. Kimi hastalar üzerinde olumsuz etkiler yaratıp, onları ümitsizliğe sevkeden bu durum sizce geçici midir ?
A.E: Evet geçicidir, hiç kimse ümidini kaybetmesin, yoksa virüs kazanır! Zaten bu asalak virüsün bilim adamlarından korkması gerekiyor. En kısa zamanda çözüm bulunacağını ümit ediyorum.
Fakat biraz sabır, biraz anlayış gerekiyor; bir de farkında olmak. Hangi hareketlerin yanlış olduğunu bu virüs bize bir daha hatırlattı!
Bir de sağlık branşında çalışanlarımızın, hekimlerimizin ve bilimle uğraşan insanlara da saygı ve sevgi ile yaklaşılmasını ümit ederim. Son zamanlarda doktorlara saldırılar, bilim adamlarını aşağılayıcı tipler ortaya çıkmıştı, şimdi onları ortalıkta göremiyoruz.
Şayet olaya bir de pozitif yönden bakarsak, herkese sevgi ve saygının gösterilmesi açısından inşallah bu virüsün katkısı olur.
* 4 branşta ihtisas sahibi olan bir doktor olarak, böylesine tehlikeli bir ortamda insanlarımıza tavsiye mahiyetinde neler söyleyeceksiniz ?
A.E: Ben farkında yaşamayı, her zaman dikkat etmeyi genel olarak tavsiye ediyorum.
Biraz önceki DSÖ’nün de önerdiği teknikleri kendi kendine uygulayıp rahatlamarını diliyorum.
Diyafram Nefesi:
Rahat ettiğiniz bir şekilde oturun ya da yatağa uzanın.
– Burnunuzdan, dört saniyeye yayarak nefes alın.
– İçinize çektiğiniz havayı iki saniye tutun.
– Yine burnunuzdan, altı saniyeye yayarak nefesinizi bırakın.
– Kısa bir an ara verin ve yine burnunuzdan dört saniyeye yayarak nefes alın, iki saniye tutun ve altı saniyeye yayarak geri verin.
– Denemeye devam edin.
Aşamalı Kas Gevşetme:
Rahatça oturun, ancak uyumanıza yol açacak bir pozisyondan kaçının. Nefes alıp verme hızınızı yavaşlatın. Hazır olduğunuzda, ilk kasınızı gereceksiniz. Her bir kas grubunu, gerginliği iyice hissedene
kadar (ancak ağrı duymayacak şekilde) gerdiğinizden emin olup, beş saniye boyunca germeyi sürdürmeniz; ardından aynı kas grubunu gevşetip on saniye boyunca bu gevşeme halini hissetmeniz gerekiyor. Bunu aynı kas için iki kez tekrarlayacaksınız. Kasınızın gergin ve gevşemiş hali arasındaki
farkı hissetmeye çalışın.
– İlk olarak sağ elinizi ve kolunuzun alt kısmını gerecek şekilde yumruğunuzu sıkın, beş saniye bekleyin,
bırakın, bırakın, on saniye bu gevşemiş hali duyun. Şimdi aynı şekilde yine sağ elinizi yumruk yapın ve kolunuzun alt kısmındaki gerginliği de hissedin, bekleyin ve bırakın.
– Şimdi, sağ üst kolunuzu germek için, kasınız ortaya çıkacak şekilde alt ön kolunuzu omzunuza yanaştırın. Gerginliği beş saniye boyunca hissedin ve bırakın, gevşemiş hali on saniye sürdürün. Germeve gevşetmeyi aynı şekilde tekrarlayın.
Germe ve gevşetmeye şu kas gruplarıyla devam edin:
– Sol el ve alt ön kol
– Sol üst kol
– Alın (Kaşlarınızı, şaşırmışsınız gibi bir ifade alacak şekilde, mümkün olduğunca yukarı kaldırın)
– Gözler ve yanaklar (İyice sıkın)
– Ağız ve çene (Ağzınızı, esnediğiniz zamanki gibi geniş bir şekilde açın)
– Boyun (Buradaki kasları gererken yavaş ve dikkatli olun. Mümkünse yüz üstü yatın ve tavanda bir noktaya bakacakmışsınız gibi başınızı kaldırın)
– Omuzlar (Omuzlarınızı kulaklarınıza yaklaştırırken kaslarınızı gerin)
– Sırt (Omuzlarınızı birbirine yanaştırmaya çalışırmışçasına arkaya doğru itin)
– Göğüs ve mide (Göğsünüz ve mideniz şişecek şekilde derin nefes alın)
– Kalçalar (Kalçanızdaki kasları sıkın)
– Sağ üst bacak
– Sağ alt bacak (Kramp girmesini önlemek için bunu yavaşça ve dikkatli bir biçimde yapın. Ayak parmaklarınızı kendinize doğru gererek bacağınızı kasın)
– Sağ ayak: (Ayak parmaklarınızı diğer yöne doğru gerin)
– Sol üst bacak
– Sol alt bacak
– Sol ayak
VE.. MÜZİK RUHUN GIDASIDIR !
Bütün okurlarıma, hastalarıma ve danışanlarıma güzel müzikler dinleyerek zaman geçirmelerini diliyorum. Benim şahsi ümidim ve beklentim, bu tipe yakın olan SARS ve MERS virüslerinde de gördüğümüz gibi, havalar biraz daha ısınınca ve dikkatli yaşamaya gayret gösterirsek, en kısa zamanda, yani 15-20 Nisan, en geç Mayıs 2020`de bu Covid 19’u da geçireceğimizi ümit ediyorum.
Sağlıcakla kalın!