Hekimler ve sağlık emekçileri yurt genelinde iş bıraktı. Sağlık kuruluşlarında acil hizmetler dışında işler durduruluyor. Emekçiler yoksullaşmaya, ağır çalışma koşullarına, sağlığın piyasalaştırılmasına ve iktidarın çalışanlar arasındaki iş barışını bozmaya yönelik girişimlerini protesto ediyor.
Hekimler ve sağlık emekçileri yoksullaşmaya, ağır çalışma koşullarına, sağlığın piyasalaştırılmasına ve iktidarın çalışanlar arasındaki iş barışını bozmaya yönelik girişimlerine karşı bugün tüm yurtta Türk Tabipleri Birliği (TTB) öncülüğünde grev yapıyor.
BİR GÜN gazetesinin haberine göre, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş) ile Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası’nın örgütlü olduğu tüm sağlık kuruluşlarında acil hizmetler dışında işler durduruluyor.
İstanbul’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde iş bırakan sağlık emekçileri, hastane içinde bir araya geldi, yürüyüş düzenledi.
Cerrahpaşa ve Samatya’daki eylem yürüyüşle birleşti.
ANTALYA
Antalya Tabip Odası ile SES Antalya Şubesi de Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde greve gitti. Hastane içinde toplanan sağlık emekçileri alkışlarla hükümetin sağlık politikasını protesto etti.
İkinci eylem ise saat 10.00’da Atatürk Devlet Hastanesi B Blok önünde gerçekleştirildi. Burada toplanan SES Antalya Şubesi üyeleri iktidarı protesto etti ve basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında konuşan SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz iktidara seslenerek “Uyarıyoruz: Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz! Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri bu çalışma rejimini kabul etmiyor! Artık Bıçak Kemikte!” dedi.
“Bugün gelinen aşamada tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ağır çalışma koşulları, uzun nöbetler, eksik istihdam, sağlıkta şiddet, özlük haklarının aşındırılması nedeniyle zor durumdadır” diyen İçöz, “Genç hekimler başta olmak üzere sağlık emekçileri ülkeyi terk etmekte çareyi arıyor. Kamuoyuna yansıdığı gibi ağır çalışma koşulları ve mobbing etkisi ile intiharlar yaşanıyor. Uzun nöbetler sonrası uykusuz kalanlar trafik kazalarında yaşamlarını yitiriyor. Yüzlercemiz pandemi ile mücadelede yaşamını yitirdi. Yüz binlercemiz enfekte oldu. Bu da yetmezmiş gibi yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının biraz üzerinde kalan düşük aylık gelirler ile hepimiz birden ‘Geçinemiyoruz’ demeye başladık” ifadelerini kullandı.
“Evet, artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Onun için iş bırakarak bugün alanlara çıkarak uyarıyoruz!” diyen İçöz, şöyle devam etti: “İktidarın savunuculuğunu yaptığı ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için artık önemli bir risk halini almıştır. Bu sistemin yürütülmesi olanaksızlaşmıştır. Koronavirüs salgını mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığını çok acı bir şekilde önümüze koymuştur. Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, iş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sınır tanımamış; salgın döneminde dahi bu anlayışından vazgeçmemiştir. Yüzlerce insanımız, sağlık çalışanı yaşamını yitirirken; onlar sağlık sistemlerinin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirmektedirler.”
İçöz, acil olarak çözülmesini istedikleri talepleri ise şöyle sıraladı:
⦁ Özelleştirme politikalarından vazgeçin.
⦁ Koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyin.
⦁ Tüm işkolu emekçilerine emekliliğe yansıyacak yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret uygulamasını başlatın.
⦁ Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verin.
⦁ Güvenceli çalışabilme koşullarını sağlayın. Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri sağlıklı çalışma ortamları oluşturun.
⦁ COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası
⦁ Ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm işkolu emekçileri için 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verin.
ADANA VE MERSİN
Atatürk Devlet Hastanesinin yanı sıra sağlık emekçileri Kepez Devlet Hastanesi, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Finike Devlet Hastanesi, Kaş Devlet Hastanesi ve Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de greve gidildi.
Sağlık çalışanları Mersin ve Adana’da da iş bıraktı. TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sosyal medya hesabından greve ilişkin fotoğraflar paylaştı.
Mersin Tabip Odası, SES Mersin Şubesi, Genel Sağlık İş, Birlik Dayanışma Sendikası ve Mersin Aile Hekimleri Derneği, ortak açıklama yaptı.
Ekonominin de sağlık gibi iflas ettiği belirtilen açıklamada, “Maaşlarımız açlık sınırının dahi altındadır. TBMM’de yaşanan bunca süreçte Sağlık Bakanı’na defalarca, yeniden yeniden seslenmemize rağmen ne yazık ki yine sessiz kalmış ve halen de kalmaktadır. Sorumlu olduğu çalışanların hakları için sessiz kalan bakan görevini bir kez daha yapmamıştır: İstifa bizlere vereceği en iyi cevap halini almıştır” denildi.
Açıklamada, “İktidara ve Sağlık Bakanlığına çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık yine söylüyoruz: Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle/daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplum sağlık hakkı; emeğimiz ve geleceğimiz için artık G(ö)REV zamanıdır” ifadeleri kullanıldı.
“Artık toplum, sağlık çalışanların çığlığına kulak verilmelidir” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis’e getirilmediği takdirde eylemlerimiz devam edecektir. İktidar bilmelidir ki söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var.”