Günlerdir şampiyonluk yolunda en önemli karşılaşma olarak üzerinde bir sürü puan hesapları yapılan Süper Lig lideri Trabzonspor ile en yakın takipçisi Konyaspor arasında oynanacak maç, nihayet oynandı ve Trabzonspor’un galibiyetiyle sonuçlandı. Bu sonuçla bordo mavili takım aradaki puan farkını açarak şampiyonluk yolunda yalnız kaldı.
HAKAN ORTATEPE’nin kaleminden 3 maçın yorumunu zevkle okuyacaksınız..
***
EFSANENİN GERİ DÖNÜŞÜ MUHTEŞEM
Artık Trabzonspor için şampiyon diyebiliriz. 1975-76 sezonunu takiben yaşadığ 6 şampiyonluktan sonra bu sezon geri dönüş yapan Efsane takım, en yakın takipçisi Konyaspor’u da mağlup ederek 7. şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı. Karadeniz ekibi, bir mucize olmazsa, bir Lig de ilk defa belki de bu kadar erken şampiyonluğunu ilan eden bir takım olarak tarihe geçecek. Abdullah Hoca gerçekten çok iyi bir iş çıkardı. Takımın başına geldiğinde „ yapamazsın, edemezsin, burada çok uzun dayanamazsın“ diyenlere kulaklarını tıkayıp, adeta nazire yaparcasına Maç sonunda ekranlara yansıyan bakışı ile”bu iş oldu” der gibiydi.
Oyuna dair; Çocukluğumuzda oturduğumuz mahallede maç yapardık ve arada bir mahalledeki büyüklerimiz de bize katılıp oynarlardı. Biz de onları karşı oynardık ama hiç galip gelemezdik. Hep onlara hayranlık duyar ve onlar gibi olmak isterdik. MWakame de işte böyle, aynı şekilde tecrübesiyle futbol oynayan bir veteran görünümünde. Adam tutmuyor, kaptırdığı topun peşinden koşmuyor, ancak topu her ayağını aldığında seyredenlere büyük keyif veren ve ne yapacağı merak edilen bir oyuncu. İkinci golü adeta şapkadan çıkardı. Visca da golü yaptı.
PUAN AVCISI ABDULLAH HOCA
Abdullah Avcı hoca, Visca’yı devre arası transferde aldığında, böyle yaşı büyük olan bir futbolcunun çok da işe yaramayacağını söyleyenler olmuştu. Ancak Edin Visca tüm bu söylenenlerin aksine Abdullah Hoca’nın onu ne kadar iyi tanıdığını kanıtlarcasına, üç kritik maçta galibiyeti getiren golleri attı ve Trabzonspor’u belki de şampiyon yapacak isim oldu. Diğer yandan Abdullah Hoca, oyunun gidişatında yaptığı değişikliklerle Konyaspor’u adeta oyuna ortak etti. Bakasetas’ı çıkarıp, uzun bir süre sahalardan ayrı kalan ve daha henüz tam hazır olmayan Hamsik’i ve Abdülkadir’i çıkarıp Berat’ı oyuna aldı. Bu şekilde topu orta sahada tutmak ve daha fazla sahip olmaktı kafasından geçen.. Fakat evdeki hesap çarşıya uyumadı ve Konyaspor az kalsın sahadan beraberlikle ayrılacaktı.
Bakasetas, Abdülkadir, Visca, Cornelius ile MWakame ve kaleci Uğurcan takımın olmazsa olmazları. Takıma yeni katılan Kouassi de iyi bir kumaşı olduğunu hemen belli etti ve iyi işlere imza atacak gibi görünüyor. Tebrikler Trabzonspor’a…
KONYASPOR’DAN 3 BÜYÜKLERE DERS
Konyaspor’a da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Takımın başındaki İlhan Palut‘un elindeki futbolcularla bu kadar üst seviyede bir futbol sergilemesi gerçekten takdire şayan bir durum. Şu anda kötü durumda olan üç büyüklerin önce kendilerini sorgulamaları ve akabinde de Konyaspor’un bu duruma nasıl geldiğini araştırmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.
FENER ŞEYTANIN BACAĞINI KIRDI
Hoca değişikliğinden sonra galibiyete hasret kalan Fenerbahçe, en sonunda seytanin bacağını Giresun’da kırdı ve hasret olduğu galibiyete kavuştu.
Giresunspor karşında, hafta arası oynadığı Kupa maçındaki ruh halinden çok uzakta bir performansla mücadele etti. lsmail Kartal hoca, maç sonunda “takımım sahaya karakter koydu” diyerek aslında belki de bir dönüşümün işaretini verdi. Takım olmak önemli, Fenerbahçe de eksik olan buydu. Giresunspor karşısında takım olma yolunda çaba gösteren bir Fenerbahçe izledik. Serdar Dursun’un sakatlanmasına rağmen oyundan çıkmak istememesi, Valencia’nın, Mert Hakan’nın, Ferdi’nin ve oyuna girdikten sonra Pelkas’ın mücadele arzuları bunun göstergesi.
Aslında Fenerbahçe’nin galip gelmesine biraz da Giresunspor’un oyun şekli neden oldu. Tüm takım olarak hücum edip arka alanlarında büyük boşluklar bıraktılar. Topu kaybettiklerinde de Fenerbahçe’nin hızlı ataklarını karşılayamadılar, ki ikinci golü de böyle bir atak neticesinde kalelerinde gördüler. Bu şekilde Pelkas da uzun bir aradan sonra gol sevinci yaşadı. Avrupa Kupası maçı öncesi alınan bu sonuç ile Fenerbahçe camia olarak moral bulmuş oldu ve aynı zamanda da bu sonuç Giresunspor’u düşme hattına bir adım daha yaklaştırmış oldu.
GALATASARAY TORRENT’LE 5 MAÇTIR KAZANAMADI: 1-1
Geçen hafta da söylemeye çalışmıştık ki, 14 maçta ancak 1 galibiyet alan Galatasaray’da sorun galiba hocada değildi, çünkü hoca değişikliği işe yaramamış görünüyor.. Üstelik devre arası yapılan transferlerin de henüz takım için bir fayda sağlayacağını söylemek zor. Gomis‘in geri gelmesi taraftar için bir moral motivasyonu olmuş olabilir. Ancak oyun içersinde Gomis’e göre bir sistem kuramadığınız sürece Gomis‘in olması bir işe yaramayacak. Bir yandan Gomis’e göre oyun kurmak için çabalarken diğer yandan Kerem’i bloke etmiş oluyorsunuz ki, bu oyunda bunu açıkça gördük. Gomis çıkana kadar Kerem de diğerleri gibi ona top atmak için uğraştı ve kendisi çok da etkili olamadı. Ancak Gomis çıktıktan sonra Kerem istediği gibi oynamaya başladı ve daha etkili oldu. Torrent bu konuya çok dikkat etmeli. Aksi taktirde topa sahip olabilirsiniz (ki istatisiklerde bunu gösteriyor) ancak Gomis gol atamadığı sürece, sadece bal yapmayan arı gibi vız vız oynar ve bir sonuca ulaşamazsınız. Şu anda Galatasaray’da görünen köy bu. Düşme potasından sadece üç puan uzakta olup stres yaşamamak mümkün değil. Tarihinin en kötü sezonunu yaşayan Galatasaray’da sorunlar nasıl çözülür? Sonucu ne olur? Hep birlikte göreceğiz.
DÜŞME HATTINDA KAZAN KAYNIYOR
Ligin dibinde ise kazan kaynamaya devam ediyor. Geçen hafta düşme potasında olmayan Giresunspor’ un da Malatyaspor, Rizespor ve Altay’dan sonra düşme olasılığı en yüksek olan takım olabileceğini söylemiştik. Bu hafta Giresunspor’un potaya girdiğini görüyoruz. Antalyaspor kendini kurtardı gibi gözüküyor. Ancak Ligin bitimine daha çok var ve mutlaka daha değişimler olacaktır, izlemeye devam…