Hamburg’un medya ve futbol hakemliği branşlarında öne çıkan ismi Hurşit Köse, Gazetem’in sorularını cevaplarken, EURO 2020 Futbol Şampiyonası’nda sıfır çeken Türk Milli takımı ile Şampiyonlar Ligi ve UEFA Ligi’nde temsilcilerimizin şanslarını yorumladı.
Röportaj: Mehmet ATAK
42 yıldır Almanya’nın liman şehri Hamburg’da yaşayan Gaziantepli Spor yazarı ve Futbol Hakemi Hurşit Köse, futbolda son dönemlerdeki gelişmeleri konu alan söyleşimizde, oldukça enteresan açıklamalarda bulundu.
Hurşit Köse..
1979 yılında Gaziantep’te ortaokuldan ayrılıp Hamburg’a geldi ve bu kentte okuluna devam etti. Boş zamanlarıda evlere Wochenblatt ve Abendblatt gazetelerini dağıtarak harçlığını çıkardı.1982’de kısa meslek eğitiminden sonra başladığı Deutsche Bundesbahn’da 39 yıldır çalışıyor. POST gazetesi spor muhabirliğine ilaveten, kendi adına kurduğu Futbol Express adlı haber sitesini de yönetiyor. Aynı zamanda Futbol Hakemi. Türk Basın Birliği Yönetim Kurulu Üyesi.
* Sayın Hurşit Köse, Futbol Hakemliğine ne zaman, nasıl başladınız?
H. K : Genç yaşımda gazete dağıtırken boş durmuyor ve Haus Der Jugend’in takımı’nın yanı sıra Perlstieg okulunda okulun futbol takımı (eski profesyenel futbolcu Klaus Klock ile aynı takımda) maç takvimine göre futbol oynardık.. Sternschanze B Genç takımı ve Harburg Türkspor A Genç takımlarında futbol oynadım. Hakeme karşı sahada saygılı olduğumdan dolayı maç içinde diğer arkadaşları sakinleştirirken, hakemliğe sanki oralarda ilk adımımı atmış oldum.. Ve 36 yıl önce eski DFB 2. Lig Hakemi Can Özkan hocama özenerek de hakemliğe adımımı attım. Tabii o zamanlar Almanya’nın ilk yabancı ve Türk hakemi Cengiz Keser’e de özentim vardı ve TV’lerde Cengiz hocamı da yakından takip ediyordum. 2 yıl alt liglerden sonra Eyalet Hakem Kurulu VSA’ ya Cengiz ve Can hocamın yanına yükselen 3. Türk hakemi oldum. Tecrübeli bu hakemlerin yanında yardımcı hakemlik yaparak deneyim de topladım.
SARI KART BİLE ÇIKARTMADAN MAÇ YÖNETTİ
* Hakemlik döneminden muhakkak ki enteresan anılarınız vardır? Bir kaçını bize nakleder misiniz ?
H. K: Anılar tabii ki çoktur, fakat, ben hiç not tutmam. Örneğin Kırmızı ve sarı kartsız çok maç yönetmişimdir. Ama en entresan olanı, 2000’li yıllarda Medya branşına adım attığımda, bir yandan da maç yönetmiş olmam sebebiyle Hamburg’da tanınmaya başlamıştım. Futbol çevrelerinin de ısrarı karşısında yıllar önce Futbol Express adlı spor sitesini de kurdum.
Veddel semtinde bir maç haberine giderken, şu anda araba satış elemenı olan bir hakem arkadaşım beni yolda arayarak yardımcı hakemin gelemeyeceğini söyledi. Ben de yardımcı hakemlik ricasını kırmayarak zorluk derecesi yüksek bir maçta 2. yardımcı oldum. Fakat entresan olan maç 2-2 giderken orta hakem arkadaş deplasman takımının bir yüzde yüz penaltı ve rakibin kırmızı kartını es geçtiğinde olanlar oldu ve futbol kurallarını bilmeyen futbolseverler bana küfretti. Ben de kendimi tutamayarak karşılık verdiğimde olanlar oldu ve bazı seyirciler üzerime yürüdü. Sahanın ortasında 3 hakem toplandık ve şu anda can dostlarım olan yönetici arkadaşların desteğiyle soyunma odasına gittik. Fakat atıştığımız seyirciler soyunma odası kapısında beni beklediklerinde bu işi konuşarak çözmenin doğru olduğunu anladım ve konuşarak futbol kurallarını anlattım ve kendi adıma seyircilerden özür dileyerek işi tatlıya bağladık. Hakemlik hayatımda hiçbir puan maçını yarıda bırakmadım, bir dostluk maçı hariç.
HAKEM İLE HAKİM KARŞILAŞTIRMASI
* Hakim olmak ile Futbol Hakemliği arasında ne gibi benzerlik ve farklılıklar var ? Hangsi daha zor ?
H. K : Hakim mahkemelerde çalışan ve hukuk kuralları çerçevesinde karar almasını sağlayan kişi olurken, futbol hakemliğinde ise kısa benzerlik vardır. Hakim adliyede karar verirken, futbol hakemi ise sahada karar verir ve kuralları uygular. Aslında ikisi de adelet dağıtır, sahada ve yaşamda. Herkesin mesleği kendisine göre zordur fakat, önlerinde Ceza Kanunu kitabı olmasına rağmen bence hakimler için daha zor diye düşünüyorum. Ama vican olayı bence aynıdır. Öte yandan bazılarına göre 100 bin seyircinin karşısında maç yönetmek daha zor diyorlar. Vallahi karar sizin!
YERDE KIVRANMA NUMARALARI
* İtalya- İngiltere finali ve İtalya’nın Şampiyon olmasıyla sona eren EURO 2020’de bazı maçlarda hakemlerin özellikle ilk yarıları hiç uzatmaya gitmeden tam 45 dakikada bitirdiklerini izledik. Türkiye’de ise ilk yarıda uzatma olmayan maç yok gibi..Bir hakem olarak bunu neye bağlıyorsunuz ?
H. K : Ne yazık ki Avrupadadaki maçlar başka, Türkiyedeki maçlar başka gibi geliyor bana. Aslında en doğrusu da futbolcular yere yatmadan ve sahada zaman çalmadan emek verip başkasının emeğine saygı duyarsa hak yerini bulur. Bu yüzden Türkiye’deki çok uzun uzatmalar oluyor. Daha doğrusu Türkiye’de sahada emek çalınıyor ve futbolcular ne yazık ki hakemi ve tv başındaki kendilerine göre seyircileri kandırıyor. O yüzden bizlerde 5 ile 11 dakika arasında maçlar uzuyor. Bizdekiler dürüst ve harbi değiller.
* Hamburg Amatör Futbol Liglerinde çok sayıda Türk takımı mücadele ediyor. Takım sayısının bu kadar fazla olması mı daha iyi, yoksa daha az sayıda ve üst kümelerde yer bulan takımlar mı daha ilgi görür ?
H. K : Aslında 16 kulübün çok sayıda takımı var. Fakat 1. takımlar olarak 16 takım bulunuyor ve bana göre Hamburg gibi güzide bir futbol şehrinde takım sayısı az diye düşünüyorum. Aslında üs kümede olan değilde seyircisi fazla olan takım daha fazla ilgi görüyor.
* Hamburg Amatör Lig’de geçen sezonu iyi derecelerle bitiren hangi Türk takımlarını sayabiliriz ? Yeni kurulan Kulüpler var mı acaba ?
H. K : Geçen sezon pandemi yüzünden ligler 4 hafta oynandı ve yarıda kaldı. Bu sezon pandeminin nasıl yol alacağı belirsizkiğini korurken, liglerde gruplar fazlalaştı ve takım sayıları 11 oldu. Nedeni ise dediğim gibi pandemi ile ilgili. Bildiğim kadarı ile yeni kurulan kulüp yok. Vahdet Hamburg kapısına kilit vurdu ve ligde yok. Onun yerine SWB Wilhelmsburger Sport-und Bildungszentrum kuruldu.
Şu an Landesliga’da mücadele veren Türk takımları arasında FC Türkiye, Dersimspor, İnter Eidelstedt ve FC Bingöl 12’yi sayabiliriz.
TARAFTAR DERNEKLERİ BİRER “RENK” DERNEĞİ GİBİ
* Genellikle Türkiye’deki takımların taraftarı durumunda olan Hamburg’daki Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Sivasspor gibi derneklerin faaliyetlerini olumlu buluyor musunuz? Tavsiyeleriniz nedir ?
H. K : Her zaman söyledim, şimdi de söylüyorum. Taraftar dernekleri adeta birer “renk “derneği. Burada bulunan amatör takımlara faydası olmadığı gibi, maddi ve manevi ziyanı var. Neden dersen, örneğin herhangi bir derneğe üye olan, amatör kulüplere genelde üye olmuyor. Çünkü, iki tarafa da aidat ödemek zor oluyor. Bu derneklerden Galatasaray, sportif çalışma ile iyi gidiyordu. Mesela Voleybol ve Basketbol takımları ve amatör ligdeki Futbol takımı hayli beğeni topluyordu. Ama epey zamandır bu takımlarını sonlandırdı ve renk derneğine döndü.
Hamburg’da bu tür derneklerdeki arkadaşlar alınmasınlar, olumlu işler de yapıyorlar, ama bana göre ki 40 yıldır futbolun içindeyim fayda yerine zarar veriyorlar. Bu derneklerde bulunan üye ve yönetim kurullarında görev yapan arkadaşları herhangi bir Amatör Liglerdeki temsilcimizin maçında hiç ama hiç göremiyorum ve bu da beni üzüyor. İnşallah sahaya inerler, ter atarlar.
AVRUPA KUPALARINDA FAZLA ŞANSIMIZ YOK
* Şampiyonlar Ligi ön eleme maçları başladı ve Galatasaray dün gece Eindhoven’le deplasmanda yaptığı maçtan 5-1 mağlup ayrıldı. Rövanş maçında elenirse UEFA Ligi’nde elemelere katılacak. Şampiyonlar Ligi ve UEFA gibi Avrupa kupalarında mücadele edecek olan Türk takımlarının şansı nedir ?
H. K : Vallahi bir FB’li olarak bu zamana kadar en başarılı olan takım Avrupa kupalarında GS’dır. İsterim ki tüm takımlarımız Alman, İtalyan, İngiliz,İspanyol vs gibi ülkelerin takımları gibi başarılı olsunlar. Ama çok zor, çünkü önce kendi ayaklarına bağ olmasınlar ve bu yüksek borçtan kurtulsunlar. Ben Avrupa Kupalarında mücadele edecek temsilcilerimiz için ne yazık ki bu yıl fazla şans göremiyorum.
EURO 2020’NİN EN KÖTÜ TAKIMI KİMDİ ?
* Sayın Köse, son sorumuz da EURO 2020 Futbol Şampiyonası üzerine.. Bu konuda genel bir değerlendirme yapar mısınız ? ( Saha, seyirci, organizasyon, maç yayını, takımlar, futbolcular, Teknik adamlar, hakemler vs.) Tek puan bile almadan elenen Şenol Güneş yönetimindeki Türk Milli Takımı’nın bu üzücü durumunu hangi sebeplere bağlıyorsunuz ? 2 ay sonra da Dünya Kupası elemeleri kaldığı yerden devam edecek.. Şu an grubunda lider olan takımımız gruptan çıkar mı sizce ?
H. K : İlk önce futbola biraz zevk geldi ve seyirci tribüne döndü. Maçların bir ülkede değil de değişik ülkelerde oynanması bana hoş gelmedi fakat UEFA böyle bir karar aldı ve saygı duymak lazım. Sahada herşey mükemmel, futbolcular dürüst oynuyorlar. Hakemler çeyrek, yarı ve finali yönetmek için hata yapmamaya özen gösteriyorlar. Teknik adamların şıklığı ayrıca saha kenarına renk katıyor. Maç yayınları kusursuzdu.. Sahalar da bana göre mükemeldi.
Fakat en büyük hayal kırıklığı turnuvanın en kötü takımı olan ülkemin takımı Türkiye oldu. Çok yazık ama olan oldu. Türkiye açısından sonuç tam bir fiyasko. Sahada ne yaptığını bilmeyen, amatör ligde futbol bile bu kadar zevkli oynanırken iki pas yapamayan ve milyonları cepe indiren ruhu olmayan bir takım gördüm. Turnuvanın en kötü takımı idik ve tek valiz ile eve döndük (tek gol attık). Bizde milli ruh yok gibi geldi bana. Bak İtalyan’lara, milli marş okurken gözlerine bir bakın. Bizimkiler Bodrum’da önceden yer ayırtmışlar zaten.. Burak ile Arda (milli değil) purolarını yakıp tatilin keyfini çıkarıyorlar. Bunlar basına yansıyan, ya diğerleri? Utanmak lazım.
Benim en sevdiğim antrenörlerden Şenol Güneş adına çok üzüldüm. Bütün suçu üzerine aldı. Bakın sayın Atak, altyapın sağlam olmaz ise ofsayta düşersin. Bu şu oluyor, minik takımdan beri aldığın spor eğitimi, aile şımarıklığı ve adam kayırma. İşte sorun burada. Bunları aşarsak başarılı oluruz. Bu da bizim kültürümüzde ve aile yapımızda zor gözüküyor. Dünya kupasında inşallah başarılı oluruz. Şenol hoca bence sorunları çözer ve dinamik bir milli takımı karşımıza çıkarır.