Babasının rejisör olması vesilesiyle küçük yaşlarda kendini Türk sinemasının içinde bulan Oya Pervin Pelit, Oyuncu Koçluğu sıfatıyla çeşitli kesimlere güzel konuşma sanatını ve Türkçe Dili’nin doğru kullanımı için özellikle genç kesimlere “Eğitim” vermekten büyük mutluluk duyduğunu belirtiyor.
Söyleşi: Mehmet Atak
- Oya hanım, söyleşimize hoş geldiniz. Sizi Hamburg’da kültürel faaliyetlerde, özellikle eğitim projelerinde sıkça görüyoruz. Bu anlamda hedefinizi öğrenebilir miyiz?
OYA PERVİN PELİT: Hedefim Türkçe dilinin doğru kullanımını çocuklara ve gençlere, elimden geldiğince iletebilmektir. Bu amaçla, kendi drama atölyemde ve yaklaşık üç yıldır Hamburg ve çevresinin okul tatillerinde, sayın İsmail Kaplan ile gerçekleştirdiğimiz yazı atölyelerinde yapıyoruz ve bundan mutluluk duyuyorum. Her bir çocuğun ve gencin yazıya ilgisinin çoğalarak artması bana göre geleceğe de anadil konusunda bir umuttur.
- Biz sizi sinemacı olarak tanımıştık, eğitimciliğiniz nereden geliyor?
PELİT: Bir sinemacı olarak yetişirken, eğitim ve eğitimciliğim hep vardı. Dublaj yönetmenliği dediğimiz meslek yoğun eğitim gerektirir. Özellikle Türkçe’ye hakim olabilmek şarttır. Güzel konuşma ve anlamak, beden dilini doğru kul lanmak, ses tonunu ayarlamak, dinlemek ve de dinleyeni etkilemek işimizin bir parçasıdır. Bunlar zaman içinde ve çok çalışarak kazanılan edinimlerdir.
Yıllarca, siyasetçilere, iş insanlarına, dublaj yapmak isteyen oyunculara konuşmayı, en iyi biçimde ifadeyi öğrettim. Bir şekilde hayat beni elli yaşımdan sonra Hamburg’da yaşamaya yöneltince, ben de bunu şöyle değerlendireyim istedim ve Türkiye’deki İş hayatımda kazanmış olduğum otuzsekiz küsur yıllık tecrübemi, gurbette bulunan çocuk ve gençler için seve seve paylaşıyorum. Oyuncu Koçu olmam
dolayısıyla, drama eğitimlerimde en çok öz güven gelişimini öne çıkarıyorum. Çünkü onlar benim de geleceğim ve o gelecekte bu çocukların Türkçeleriyle de var olmaları gerekiyor. Ana dil özdür. Özü korumak ve korutmak da benim vazifem.
- Sinema, tiyatro, kitap editörlüğü, yazarlık.. Bu yoğun çalışma temposuna zaman ve enerji olarak nasıl yetişiyorsunuz?
PELİT: Tüm bu yoğunluk benim diriliğimdir. İlla ki bir uğraşım olmalı.. Sinema çok pahalı ve epeyce bir yatırım için sermaye gerektiriyor ve o yüzden askıda bekliyor. Şu an projeler bana, ben projelere bakışıyoruz., Tiyatro yapmak ise burada daha kolay ve hatta yeni proje de hazır gibi. Şimdilerde en çok rahmetli babam Rejisör Hidayet Pelit’in şiirleri üzerinde çalışıyorum. Onu yaşatmak adına, şiirlerini bir kitapta toplamak bu yılki ödevim.
Aslında yazmak, okumak ve bu uğurda bir şeyler ortaya çıkarabilmek, benin yaşam biçimim diyebiliriz.
- Peki Hamburg’da dublaj çalışmalarınızı sürdürüyor musunuz?
PELİT: Artık bir dublaj stüdyomuz ve yayına yetiştirilecek film yok. Hepsi İstanbul’da kaldı. Bir rüya, bir masal gibi geçti. Burada dublaj değil, canlı sunumlarım oluyor. Biraz da gelişen teknoloji sayesinde memlekete ara sıra ses gönderiyorum ama bu bence dublaj sayılmaz.
- Oya hanım, teşekkür ederek çalışmalarınızda başarılar dilerken, son sözünüzü de alalım.
PELİT: Liman Dergisine en yürekten sevgimle ben de teşekkür eder, sizlere saygılar sunarım. Bana zaman
ve yer ayırdığınız için var olun. Herkesin her işi yapabildiği günümüzde, ben bildiğim işi yapmaya yani yazmaya, konuşmaya, oynamaya ve hatta yeni oyuncular, yeni yazarlar, yeni konuşanlar, yetiştirmeye sağlığım el verdiğince devam edeceğim. Bilgi paylaştıkça, yetenek çalıştıkça çoğalır. Sevgilerimle..