Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu‘nun yayınladığı, Haziran 2020 Raporu’ndaki kadın cinayetleri ve çocuk istismarları hakkında verilen çarpıcı bilgiler şu şekilde:
Tüm dünyada ve Türkiye’de Koronavirüs ile birlikte olağanüstü bir dönemden geçmeye devam ediyoruz. Dünyanın pek çok yerinde olağanüstü koşullar, olağanüstü önlemler alındı. Herkesin evde kalması gerektiği bu süreçte, bu koşullar kadınlar için zorluklar da ortaya çıkardı. Dünyada ve Türkiye’de salgın henüz sona ermedi, ancak Korona tedbirlerinin gevşetildiği yeni bir döneme girdik. Sözde “yeni normalleşme” sürecinde her gün yeni bir kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı haberleri alıyoruz. İl il, sokak sokak mücadelemizin sonucu ve Emine Bulut Genelgesi’nin ardından azalma eğilimi göstermeye başlamış olan kadın cinayetleri, bu ay hayatımıza giren ‘normalleşme’ ile tekrar artma eğilimi gösteriyor.
14 kadın hayatına dair karar vermek isterken öldürüldü
Bu ay 22 kadın cinayeti işlenmiş, 5 kadının şüpheli ölümünün kadın cinayeti olduğu ortaya çıkmış, 23 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 27 kadından 11’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 2’si ekonomik bahaneyle, 14’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 11 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?
Haziran ayında öldürülen 27 kadının 3’ünün kim tarafından öldürüldüğü tespit edilememiştir. 11’i evli oldukları erkek, 2’si birlikte olduğu erkek, 3’ü tanıdık biri, 3’ü akraba, 3’ü baba, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek ve 1’i de erkek kardeşi tarafından öldürülmüştür.
Kadınlar en çok evlerinde ve sokak ortasında öldürüldü
Kadınların 14’ü evinde, 7’si sokak ortasında, 1’i işyerinde, 1’i de bir arazide öldürülmüştür. 4 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. Geçtiğimiz aylara göre, bu ay kadınların sokakta öldürülme oranı da arttı. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 52’si evlerinde, yüzde 26’sı sokakta öldürüldü.
Kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürüldü
15’i ateşli silahlarla, 8’i kesici aletle ve 3’ü de boğularak öldürüldü. 1 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir.
Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor
Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 95 bin daha arttı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Mart 2020’de 10 milyon 972 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar, toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 5’i bir işyerinde çalışıyor ve 21 kadının çalışma durumu bilinememektedir.
Kadın cinayetleri devam ediyor, yetkililer adım atmıyor
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül katıldığı bir yayında, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleriyle ilgili gelen soruya yeterli bir cevap veremedi. Kadın cinayetleri “virüsten beter, alçakça, vicdansızca, canice, menfur saldırı, toplumsal sorun, hadise” diyerek doğal yolla kendiliğinden oluşan bir şeymiş gibi sunulamaz. Türlü bahanelerle failler indirim alırken ve kamuoyu tepkileriyle işleyen bir yargı sistemi varken, 6284 sayılı kanunun bütün kurum ve kuruluşlar tarafından etkin uygulanmadığı ortadayken “Yargı tabii sonuç” demek, sorumluluğu üzerinden atmaktır.
İçişleri Bakanı ise yaptığı açıklamada erkekler tarafından öldürülen kadınlar için “kadın cinayeti” kavramını reddetti. “Kadın öldürüldü” demek yerine “kadın öldü” demek tercih edilemez, bu bir tercih meselesi değildir. Söylemler politikaları, politikalar da mücadeleyi belirler. Bu kadar kadın, kendi kendine, hastalık, kaza gibi sebeplerle ölmüyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı, erkekler tarafından öldürülen kadınların ölümünü normalleştirilemez. Yalnızca aile içi şiddete dayalı cinayetler değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı tüm cinayetler kadın cinayetidir. Hiç kimse cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi bahanesiyle şiddete ve ayrımcılığa maruz bırakılamaz.
Kadınlar ve çocuklar cinsel şiddete uğramaya devam ediyor:
Kocaeli‘de yaşayan 50’li yaşlardaki A.A., evine giderken sokak ortasında S.B.‘nin tacizine uğradı. Fail, gözaltına alındıktan sonra savcılığa sevk edildi.
Kütahya‘da yaşayan 83 yaşındaki K.K., evine tavan arasından giren komşusu tarafından cinsel saldırıya uğradı. Fail, tutuklandı.
Kırklareli‘nde yaşayan tıp doktoru V. E.‘nin, aynı hastanede Başhekimi olarak görev yapan A. Ç. tarafından ilaç içirilip, cinsel saldırıya maruz bırakıldığı ortaya çıktı. Fail, tutuklandı.
Ağrı‘da yaşayan 85 yaşındaki N. D., İsmail Tekin tarafından cinsel tacize uğradı. 15 yaşındaki S.K.‘nin aynı kişi tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Fail, tutuklandı.
Bu ay üniversitelerde okuyan ve çalışan kadınlar, yaşadıkları cinsiyetçi ve eşitlikçi olmayan tecrübeleri sosyal medyada paylaştılar. Sağlık Bilimleri Üniversitesi‘nde pek çok kadın öğrenci, aynı kişi tarafından taciz ve tehdit edildiğini açıkladı. Aynı kişinin önceki üniversitesinde de aynı şekilde pek çok kadını taciz ve tehdit ettiği ortaya çıktı. İsveç‘teki Lund Üniversitesi‘nde akademisyen Pınar Dinç, yine aynı kurumda çalışan bir akademisyen tarafından tacize uğradığını ve ısrarlı takip edildiğini açıkladı.
Çocuk istismarları devam ediyor:
Ankara‘da yaşayan 4 yaşındaki M.E.B, annesinin evli olduğu erkek tarafından istismarına uğradı. Annesi Makbule D.‘nin de evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Savcılığın tutuklanmasını istemesine rağmen, mahkeme faili serbest bıraktı. Savcılık buna itiraz etti, mahkeme bu itirazı da reddetti.
Adana‘da yaşayan 15 yaşındaki bir çocuğu, 14 yaşındayken zorla erken yaşta evlilik yaptırıldı. Evli olduğu erkeğin evde olmadığı sırada da dayısı tarafından cinsel istismara maruz kaldı. İstismarcının, annesini ve babasını öldürmekle tehdit ettiği için kız çocuğunun bunu kimseye söyleyemediği ortaya çıktı. Fail tutuklandı.
Yüzde 50 zihinsel engelli çocuğu K.G. 3 aydır kayıptı. Yapılan kimlik kontrolü sırasında çeşitli suçlardan aranan Ramazan Maçin‘in arabasında bulundu. K.G.‘nin cinsel istismara maruz kaldığı ortaya çıktı. Fail tutuklandı.
İstanbul‘da yaşayan 9 yaşındaki bir çocuk, Mücahit B. tarafından zorla alıkonuldu ve bıçak zoruyla cinsel istismara maruz bırakıldı. Fail tutuklandı.
Çorum‘da yaşayan 15 yaşındaki bir çocuğun, Mustafa U. tarafından cinsel istismara maruz bırakıldı. Çocuğun ifadesinin ardından 6 çocuğun daha istismar edildiği ortaya çıktı. Fail tutuklandı.
Aydın‘da yaşayan 13 yaşındaki N.Ö., K.D. tarafından cinsel istismara maruz kaldığı ortaya çıktı. Fail, çalışmalar sonucu yakalandı ve tutuklandı.
Düzenleme: Naciye ASLAN