Sadet Partisi Genel Merkezi’nce hazırlanan “Yurt Dışında Yaşayan Gurbetçilerimizin Yaz Dönemi Çilesi Hafiflesin” başlıklı açıklama yazısında, sayısı 7 Milyon olan gurbetçi vatandaşlarımıza yönelik dilek, temenni ve uyarılar dile getirildi.
İŞTE O AÇIKLAMA:
*Gurbetçilerimizin sıla ziyareti önem taşımaktadır.
*Yurtdışında yaşayan 7 milyon vatandaşımızın Türkiye ekonomisine katkısı 3.3 milyar Euro’dur.
*Bu dönemde vatanlarına gelecek olan gurbetçilerimizin dar boğazda olan turizm sektörüne ve esnafa can suyu olması muhtemeldir.
*Gurbetçilerin havayolu ulaşımını tercih etmelerinin Türk havacılık sektörünü canlandırması beklenmektedir.
*Ancak THY’nin “tatil sezonu” gerekçesiyle aşırı yüksek fiyat uygulamaları gurbetçilerin en önemli şikayetlerindendir.
*Uygun Maliyetli Vatan Yolculuğu için politikalar geliştirilmelidir.
*Gidiş-Dönüş tavan fiyat için 300 Euro makul olabilir.
*“Aile Avantaj Paketleri” nin ve indirimlerinin sunulması gurbetçilerin sıla yolculuklarında maliyetlerini düşürmelerine yardımcı olur.
*Gümrük İndirimi ve diğer teşvikler gurbetteki vatandaşlarımızın ülkemize gelmelerindeki motivasyonlarını arttırabilir.
Haziran ayı ile başlayan dönem, özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan yaklaşık 5.5 milyon vatandaşımız için yaz tatilinin gelişi ve sıla ziyaretlerinin yoğunlaşması anlamına gelmektedir. Bu dönemde pandemiden oldukça etkilenen Avrupa ve Türkiye arasındaki yolcu giriş-çıkışlarının artması beraberinde sıkı tedbirlerin ve sağlık önlemlerinin alınmasını zorunlu kılsa da, normalleşmenin başlamasıyla birlikte yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sıla ziyaretleri ciddi planlama gerektiren bir konu teşkil etmektedir. Bu bilgi notunda kısaca yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ülkemizi ziyaretlerinin kendileri ve ülkemiz açısından önemi ve bu vatandaşların gelişlerini teşvik etmek için atılabilecek adımlar açıklanmaktadır.
Psikolojik Nedenler ve Sosyo-Kültürel Bağlar
Gurbetçilerimizin yaz tatilini fırsat bilerek Türkiye’ye gelmeleri kendileri açısından oldukça motive edicidir. Yapılan araştırmalar Türkiye’ye gelen Avrupalı Türklerin tamamına yakını mutlaka memleketlerine uğradıklarını göstermektedir. Yurtdışında doğup büyüyen gençlerimizin, nesillerimizin ana vatanla bağlarını devam ettirmek bakımından da gurbetçilerimiz her yıl Türkiye’ye gelmeyi arzulamaktadır. Buna karşılık vermek, bunun önündeki engelleri kaldırmak, gerek dış politika kurgusu açısından, gerekse aidiyet duygularını güçlü tutmak bakımından önem arz etmektedir.
Ekonomik Nedenler: Gurbetçilerin Türk Ekonomisine Önemli Katkıları
Gurbetçilerimizin Türkiye’ye gelmesi ekonomik getirileri açısından da önem arz etmektedir. Sıcak para akışının sağlanması, iç piyasa hareketliliği ve döviz girdileri bakımından gurbetçilerimizin yaz aylarında ülkemize dikkat çekici düzeyde katkı sunduğu bilinmektedir. Bu denli önemli döviz girdisine Türkiye ekonomisinin şu dönemde ciddi ölçüde ihtiyacı bulunduğu herkesin malumudur. TÜİK 2019 yılı turizm istatistiklerine göre; yurtdışında ikamet eden 7 Milyon’un üzerinde vatandaşımız Türkiye’ye giriş yapmıştır. Yine 2019 yılında Anadolu Ajansı aracılığıyla yayınlanan bir başka veriye göre; gurbetçilerin Türkiye’ye yaz döneminde 3,3 milyar Euro katkı sağladığı görülmektedir. İstatistiklere göre ortalama Avrupalı turistlere göre yaklaşık üç kat daha harcama yapan (kişi başı 1175 Avro) gurbetçiler, alınan önlemlerin olumsuz etkilediği başta turizm ve esnaflar olmak üzere bir çok sektörde canlılık yaratması muhtemeldir.
Sözgelimi, 3 çocuklu bir ailenin kişi başı gidiş-dönüş biletini 500 Euro üzerinden satın aldığını düşünürseniz, bu ailenin yalnızca uçak yolculuğu masrafı toplamda 2500 Euro olmaktadır. Bulundukları ülkede veya başka bir ülkede tatil geçirmeyi düşünmeyip, binlerce Euro masraf yapmayı da göze alarak ana vatanına gelen gurbetçilerimizi bu zor günlerde desteklemek, esasında devletimizin asli vazifeleri arasındadır. Nitekim şayet teşvik edici bir uygulama hayata geçirilebilirse; hatırı sayılır bir çoğunluğun bundan istifade etmeyi tercih etmesi de beklenen bir durumdur.
Gurbetçilerin Yurda Geliş-Gidişlerde Yaşadığı Problemler
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımınız ülkemize geliş-gidişlerde yaşadığı problemlerin en başında THY’nin tatil sezonunda uyguladığı fahiş fiyat uygulamaları gelmektedir. Çoğu kez bu konuda seslerini duyurmaya çalışan gurbetçiler, biletlerdeki artışların kendilerini borçlanmaya dahi ittiğini belirtmektedirler.
SAADET PARTİSİ OLARAK KONUYA DAİR ÖNERİLERİMİZ;
Uygun Maliyetli Ulaşım ile Vatan Yolculuğu:
Tavan fiyat ya da sabit fiyat uygulaması ile gurbetçilerimizin hava yolu ile Türkiye’ye gelmeleri teşvik edilmelidir. Gurbetçilerimize “uygun maliyetli ulaşım” imkanı sunulmalıdır. Bunun için yapılması gereken; havayolu şirketlerinin ücretlendirme düzenlemesine gitmesinin teşvik edilmesidir. Elbette bunun için hava yolu şirketlerinin imkan ve talepleri de göz önüne alınmalıdır.
Tavan Fiyat için MAKUL Fiyat, 300 Euro:
Sektör hakkında edinilen bilgilere göre, kişi başı gidiş-dönüş bilet maliyeti vergiler hariç 200 Euro mertebelerindedir. Vergi indirimi teklifi de dile getirilerek tavan fiyat 300 Euro olarak belirlendiğinde, ortalama oran 250 Euro olacaktır. Bu oran hava yolu şirketleri açısından da, gurbetçilerimiz açısından da makuldür. Şayet vergi indirimi olmazsa; o takdirde havayolu şirketlerini göz önüne alarak, tavan fiyat 350 Euro şeklinde olabilir. Petrol varil fiyatının düşmesi, esasında havacılık sektöründe maliyetlerin yaklaşık %30 oranında düşmesini sağlamıştır. Ancak pandemi nedeniyle alınacak izolasyon önlemlerinin de (maske, dezenfaktan, sınırlı koltuk vs.) önemli gider kalemi oluşturması muhtemelen dengelemeyi sağlayacaktır. Burada alternatif olarak low-cost (düşük maliyetli) tarife içermeyen THY için çeşitli harcama kalemlerinde tasarrufa gidilebilir. Örneğin; kampanya dâhilinde yolculuk sırasında ikram uygulaması kaldırılabilir. Esasında pandemi sürecinde bu olağan bir uygulama olarak da kabul görecektir. Böylece önemli bir harcama kalemi elimine edilmiş olacaktır.
Aile Avantajı Sunulmalıdır:
Kişi başı gidiş-dönüş bilet fiyatlandırmasında aile indirimi muhakkak uygulanmalıdır. Kişi başı düşünüldüğünde uygun görülen 300 Euro mertebesindeki bir bedel 5 kişilik bir aile için önemli bütçe tutmaktadır. Bunun için bebek ve çocuk indirimleri haricinde çeşitli alternatif imkânlar sunulmalıdır.
Kiralık Araç (Rent a Car) Hizmeti Bağlantısı Sağlanmalıdır:
Bu uygulama ile çok daha fazla sayıda gurbetçimizin Türkiye’deki ulaşım ihtiyacına destek verilmiş olacaktır. Nitekim izin süresince, Türkiye’de aileleriyle birlikte mobilize olma konusunda hissettikleri ihtiyaçtan ötürü gurbetçilerimiz ya karayolunu tercih etmekte ya da hava alanlarında araç kiralamaktadır. Karayolu ile gelmenin sebep olduğu uzun sınır kapısı kuyrukları ve kaza riskleri göz önüne alındığında, araç kiralama hizmetlerinde kolaylık sağlanması daha akılcıdır. Ayrıca kiralık araç bağlantısının bu kampanya sürecine dâhil edilmesi bir yandan havacılık sektörünün yanında diğer sektörlerin de bundan istifade etmesini sağlarken, diğer yandan ise muhtemel fahiş fiyat fırsatçılıklarına da set çekmiş olacaktır. Bu kapsamda hava yolu şirketlerinin uçak biletleri satışında aynı zamanda uygun ücretlendirme ile (bunun için de bir tavan belirlenebilir) kiralık araç desteği sağlanmalıdır.
Sonuç olarak, gurbetçilerimiz için çileye dönüşen Sıla Yolculuğu rahatlatılmalıdır. Araç ile karayolunda harcanan zaman ve yaşanan zorluklar için havayolu alternatifi güçlendirilmelidir. THY’nin makul bir düzeyde yapacağı fiyatlandırma ile gurbetçilerimizin hem psikolojik hem ekonomik olarak rahatlamaları temin edilecektir.